Toplantıda Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı 1.5 saat süren bir sunum yaptı. Sunum şöyle özetlenebilir: Son zamanlarda yaşananlar global gelişmelerden kaynaklandı. Ancak Türkiye'de piyasalar daha yoğun tepki verdi, çünkü cari açık önemli bir kırılganlık olarak görüldü. Örneğin, İMKB tüm borsalardan, YTL de (Güney Afrika dolarından sonra) tüm para birimleri içinde en fazla değer kaybeden oldu. Ancak gerek mali disiplindeki başarılı performans, gerek son zamanlarda Merkez Bankası'nın izlediği kararlı politikalar bu çalkantıyı büyük ölçüde atlatmamıza elverdi. Hafta sonu cumartesi günü Devlet Bakanı Ali Babacan kendisine bağlı ekonomi bürokrasisini alarak köşe yazarlarıyla bir çay toplantısı yaptı. Toplantı 3 saate yakın sürdü. Hem siyasal, hem de ekonomik gelişmeler değerlendirildi. Toplantı yapıldığında haziran enflasyonu henüz açıklanmamıştı. Prof. Kerem Alkin İTO rakamlarını sunarak düşük çıkma olasılığından bahsetse de, bu, genel kabul görmedi. Gelişmelere karşı dört politika tedbirinin altı çizildi. Sıkı maliye politikasının sürmesi, parasal sıkıştırma, borç yönetiminde piyasaya uyum ve yapısal reformlara hız verilmesi. Hükümet yıl sonunda faiz dışı fazlanın yüzde 6.5'i aşabileceği kanısında. Bu doğrultuda, sosyal güvenlik açıklarını GSMH'nin yüzde 4.5'ini aşmayacak biçimde sürdüreceklermiş. Ancak, anlatılanlarda para politikası dışında bilinmedik bir şey yoktu. Faiz dışı harcamalarda geçen yıla göre ilk beş aydaki yüzde 41'lik artışa işaret edilmesi de pek dikkate alınmadı.Büyümenin giderek daha fazla yatırımla sağlanması da hükümette bir güven yaratmış. Bunun zamanla cari işlemler açığına katkısının olacağını düşünüyorlar. Bankacılık kesiminin de oldukça güçlü hale geldiği vurgulandı. Ama bankacılık kesiminin kredi tarafında karşı karşıya olduğu vade ve tahsilat riskleri anlaşılan hesaplanmamış. Olası bir ikinci dalgalanmada faiz ve kur yükselişinin net kamu borcuna etkisi de sunuldu. Mali disiplin sürdükçe bunun da ciddi bir risk yaratmayacağı iddia edildi. Dört politika tedbiri Toplantının ana konusu cari işlemler açığıydı. Bu konuda sadece giren doğrudan yabancı sermayenin yeterli olacağı belirtildi. Babacan, petrolün varil fiyatı 100 dolara çıksa bile gerekli hazırlıkları yaptıklarını söyledi. Prof. Seyfettin Gürsel, talep düşüşüyle ve kurun yükselmesiyle cari işlemler açığının balon gibi söneceğine işaret etti. Babacan çok iyimser olmadıklarını ama konunun bu yıl sorun çıkarmayacağını savundu. Fakat cari işlemler açığı hakkında somut ve açık bir politika ifade edilmedi. Bu sorunun aşılması şimdilik büyümenin düşmesine bağlanmıştı. Kaldı ki, hükümetin böylesi bir düşüşe hazır olduğunu sanmıyoruz. Üstelik, madem seçimler zamanında yapılacak, o tarihe dek yavaşlayan bir ekonomiye hükümet siyasal olarak nasıl dayanacak? Mali disiplinin güçlü olmasının gerek cari açığı, gerek enflasyonu düşürmeye yetmediğini geçen üç yılda gördük. Faiz dışı fazla hedefi üç yıldır tutturuluyor, ama cari işlemler açığı büyüyor. hgunes@milliyet.com.tr Açık sorunu sürecek