Piyasalar bu ara son derece tedirgin ve oynak olduğundan birçokları içerideki aksaklıklara dikkat çekiyor. Böyle olunca pek de sorunlu olmayan bir IMF'yle müzakere süreci bile büyütülüyor. Son gözden geçirmede IMF'nin temel olarak mali disiplini ele aldığı anlaşılıyor. Babacan'ın yaptığı açıklamaya göre, ilk üç aylık mali performansta sorun yok. Ancak yapılan hesaplarda, yeni bir dizi önlem alınmazsa, yıl sonunda milli gelirin yüzde 0.8'ine tekabül edecek olan 4.5 milyar YTL'lik bir hedef şaşması görülüyor. Yani, böyle devam edilirse, faiz dışı fazla yüzde 6.5 değil, 5.7 olacak. Dün Devlet Bakanı Ali Babacan yanına MB Başkanı Durmuş Yılmaz, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ve IMF Heyeti Başkanı Lorenzo Giorgianni'yi alarak bir basın toplantısı yaptı. Amaç malum, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun temmuz ayı içerisinde toplanarak geciken 3. ve 4. gözden geçirmeleri onaylaması ve yaklaşık 1.9 milyar dolarlık krediyi serbest bırakması hakkında kamuoyunu aydınlatmak. IMF bunun nereden kaynaklandığını belirlemiş ve bu açığın kapanmasını istemiş. Sağlıktaki harcama hızlanması bu açığın üçte birini oluşturuyor. Özellikle faturalama ve ilaç giderlerinden tasarruf yapılarak bu kapatılacakmış. Geri kalanı da Babacan'a göre, kullanılmayan ödeneklerden.Tabii yüzde 6.5 toplam kamu dengesine ilişkin bir veri. Babacan, oluşan açığın bütçeden çok bütçe dışı kamuda, örneğin enerji KİT'lerinde, ya da Toprak Mahsulleri Ofisi'nde belirdiğini belirtiyor. Bunu da artan enerji fiyatlarına bağlıyor. Yani siyasi iradede bir gevşeme olmadığına işaret etmek istedi.Kısacası, konu mali disiplinden ödün verilmeme duyarlılığı. Birçokları karşı karşıya bulunduğumuz cari açığı aşırı ithalat talebine, yani ısınan iç talebe bağlıyor. Oysa, iç talepteki canlılık abartılmamalı. 2006 yılının ilk aylarında iç tüketim belli bir canlılık gösterse de, geçen yıla göre çok farklı bir yapıya girmiş değil. Üstelik, son kur dalgalanmalarının bir durgunluğa neden olacağı da anlaşılıyor. Açığın nedeni Abartılacak bir mali disiplin gevşemesi söz konu değil. IMF her zaman döner dolaşır bütçe disiplinine takılır. Sanılır ki, her şeyin ilacı mali disiplin. Hani kimilerine göre aspirin her derde devadır ya. Aynen öyle. Mali disiplin elbette yararlı olur. Büyüme frenlenebilir. İthalat talebi düşer. Enflasyonist baskı azalır. Ancak petrol fiyatlarının bu denli arttığı bir yapıda böylesi bir politika daha önemli bir tehlike olan durgunluğa da neden olabilir. Üstelik cari açığı kapatmada etkisi sınırlı kalabilir. Çünkü petrol gibi, birçok emtianın fiyatını içeride uyguladığımız mali disiplinle düşüremeyiz. Cari açık konusu sadece iç talebin bastırmasıyla, ya da TL'nin değer yitirmesiyle çözülemez. Biri durgunluk riski yaratır, diğeri de enflasyonist eğilim. Yani hem ithalatın önü boş bırakılmamalıdır, ya da iç üretici kollanmalıdır, hem de ihracat teşvik edilmelidir. Yani en doğrusu bir alaşımdır. Fakat bu da yetmez. Üretimin uluslararası rekabetini engelleyen hangi etmenler varsa, bunların teker teker ele alınıp çözülmesi gerekir. Kısacası, aspirin önerenlere güvenmeyin. Aspirin yararlıdır ama her hastalığı çözmez. hgunes@milliyet.com.tr Çözüm nerde?