Tarımda gelinen nokta gözden kaçmamalı. Tarım artık milli gelirin sadece yüzde 7’sini oluşturuyor. Oysa nüfusun üçte biri hâlâ tarımla geçiniyor. Daha doğrusu bir kısmı geçinemeyip sürekli kentlere göçüyor. Tarımda durum öylesine kötü ki, birçok tarla artık boş bırakılıyor. Köylerde yalnızca yaşlı insanlara rastlanıyor. Böyle bir kesimle de ne doğru dürüst hayvancılık yapmak mümkün, ne de doğru dürüst çiftçilik.
Oysa İngiltere’de tarım milli gelirin yüzde 2’sini oluşturuyor, ama tarımla geçinen nüfus da yüzde 2. Üstelik İngiltere’de gelir çok daha yüksek olduğu için çiftçinin durumu farklı. Tarımla geçinen nüfus 1 milyon kadar ve 55 milyar dolarlık hasıla yaratılıyor. Yani çiftçi başına 55 bin dolar elde ediliyor.
Verimlilik farkı
Dünyada tarımın en gelişmiş, en verimli yapıldığı ülke ABD. Fakat tarımın Amerikan milli geliri içindeki payı sadece yüzde 0,9. Nüfusun da sadece yüzde 2,5’i tarımla geçiniyor. Bunlar İngiltere’ye benzer rakamlar. Ancak, ABD’nin milli geliri 14,4 trilyon dolar olduğuna göre tarımsal hasıla da 140 milyar dolara ulaşıyor. Türkiye’nin tarımsal üretimi ise 40 milyar doları bulmuyor.
Amerika’da 7 milyon nüfus 140 milyar dolar elde ediyor. Türkiye’de de 24 milyon nüfus 40 milyar dolar. Bunun anlamı şu: İngiltere’de çiftçi başına düşen gelir 55 bin ve Amerika’da 20 bin dolarken, Türkiye’de çiftçi başına düşen gelir sadece 1,700 dolar ediyor.
Bu fark elbette verimlilik artışından kaynaklanıyor. Son 50 yılda ABD’de tarımsal verimlilik tam 3 kat artmış. Yani eskiden bir dönümden 450 kilo buğday alınırken şimdi 1200 kilo alınıyor. Hem de ortalama olarak! Bu verimlilik artışı da iki yolla elde edilmiş: Biri üründe uzmanlaşma, diğeri de ortalama çiftlik boyutlarının büyümesi.
Bundan 100 yıl önce ABD’de 6000 civarında tarımsal işletme varken, bunların ortalama büyüklüğü 600 dekarmış (=dönüm). 50 yıl içinde 2000 işletme kapanmış, sayı 4000’e düşmüş. Böylece ortalama arazi büyüklüğü 1200 dönüme çıkmış. Hele son yıllarda çiftlik sayısı yaklaşık 2000’e düşmüş. İşledikleri ortalama büyüklük de 1800 dönüme çıkmış. Kısacası, ABD’de ağalar derebeyi olmuş! Şaka bir yana, tarımda ölçek büyümedikçe verimliliği artırmak olanaklı değil.
Ölçek ve ihtisaslaşma
ABD’de verimliliği artırmak için bir de ihtisaslaşma sağlanmış. Bundan 100 yıl önce çiftlik başına (unutmayalım ortalama arazi sahipliği daha küçük) 5 ürün düşerken, son 50 yılda hem ortalama arazi büyüklüğü genişlemiş, hem de çiftlik başına ürün sayısı 1,2’ye düşmüş. Kısacası, muazzam bir ihtisaslaşma olmuş. Yani domatesini, maydanozunu kendi tarlandan karşıla geleneği artık tarih! Yerine tam anlamıyla kapitalist tarım işletmeciliği gelmiş. Böylece ABD’nin tarım ihracatı hızla artmış. Mesela 1970 yılına göre ABD’nin tarımsal ihracatı tam 4 kat daha fazla.
Nüfus artmaya devam ederken hele kentlere göç hızlanmışken, bir de günümüzde tarımsal ürünlerin fiyatları hızla artarken, tarımı göz ardı etmek büyük hata. Tarımda kaçınılmaz çözüm elbette yapı değişikliği. Bilgi ve sermaye girecek, ölçekler değişecek ve kapitalist tarıma geçilecek. Başka çare yok. Kısacası, köylülük sona erdi. Artık çiftçilik yaşayacak.