Dün şubat ayına ilişkin bütçe verileri açıklandı. Geçen yıla göre açığın daraldığı anlaşılıyor. Ancak henüz bir yorum yapmak için erken. Mali disipline geçildiğini savunamayız. Ekonomi gündeminde ana konu yurtdışında Yunanistan, içeride de IMF olmaya devam ediyor. Malum, IMF baştan beri yoktu. Yalnızca hükümet bizi aldatıyordu. Kanan kandı, kanmayan yoluna devam etti.
Yunanistan kapı kapı dolanıyor ama bu ülkenin paraya değil, güvene ihtiyacı var. Çünkü Yunanistan’ın borçlanma sorunu yok. Fakat daha ucuz borçlanmak istiyor. Sonunda ortalık yatışacak, ancak bu süreçte birileri yine malı götürmüş olacaktır. Kısacası, Yunanistan bahane, spekülasyon şahane! Yunanistan’ın içine girdiği borç sorunu IMF’ye benzeyen bir Avrupa Para Fonu kurulması tartışmasını getirdiğini izliyoruz. Ancak bizce buna hiç gerek yok. Acaba, hiç bunlar olmasa da Yunanistan İzlanda’nın izlediği yolu mu izlese? Tartışmaya değer.
Süpermen mi, kaos yaratıcısı mı?
Malum, İzlanda Başkanı Olafur Ragnar Grimsson 5 Ocak’ta, daha önce İzlanda parlamentosu Althinghi’den geçen bir yasa tasarısını reddetti. Böylece İngiliz ve Hollanda hükümetlerine verilmesi gereken 3.9 milyar euro’luk kefalet reddedilmiş oldu. Oysaki bu ülkeler bu paraları iflasın eşiğine gelmiş olan Landsbanki ile internet bankacılığı yapan Icesave’in kurtarılması için İzlanda’ya güvenip vermişlerdi. Bu durumda kazık yediklerini düşünerek basıyorlar şamatayı; Grimsson’u bir kaos yaratıcısı, ülkeyi de küresel mali sistemden izolasyona sürükleyen olarak kişi değerlendiriyorlar.
Oysa Başkan Grimsson ülkesinde adeta bir Süpermen olarak yere göğe sığdırılamıyor. Malum, İzlandalılar gayet eğitimli bir toplum. Bundan böyle ülkenin uzun yıllar, borç, yüksek vergi ve bütçe kısıntılarıyla yaşayacağının farkındalar ve buna tepki duyuyorlar. Bu arada İngiltere’nin 2008 yılında antiterör yasası çerçevesinde İzlanda’nın tüm varlıklarına el koymasına ise çok öfke duyuyorlar.
Euro çökebilir
Anlaşmazlığın temelinde İngiltere ve Hollanda’nın kredi maliyetleri bulunuyor. Dünyada faizlerin yerlerde süründüğü bir ortamda İzlandalılar 15 yıl boyunca yüzde 5.5 faiz ödemeyi çılgınca buluyor. Zaten parlamentoda bu yasa 30 oya karşı 33 oyla geçmişti. Bu arada soydaş İskandinavlardan gelecek 2.6 milyar dolar beklemeye alındı.
Oysaki bundan 8 ay önce yeni bir koalisyon oluşmuş ve yeni Başbakan Bayan Johanna Sigurdardottir IMF ile anlaşmaya giderek 10 milyar dolar almıştı. Sigurdardottir bu parayı öylesine etkili kullandı ki; 70 milyar dolarlık borcu erteledi veya sildirtti. Icesave kredileri yeniden düzenlendi. İşte tam bu aşamada yasanın reddedilmesi bu işin üstüne turp suyu sıktı. Şimdi Sigurdardottir referanduma gideceğini söylüyor. Ama referandumu ya halk reddederse? O zaman koalisyon da çökebilir.
Bakalım hikâye nasıl bitecek? Yunanistan İzlanda’nın yaptığını yapabilir mi? Sanmıyoruz. Bu havayla euro çökebilir. Türkiye ise yoluna IMF’siz devam ediyor.