12 milyonluk bir kentin trafik sorunu çözülemez sanmayın. Birçok metropol bu konuda önemli ilerlemeler göstermiş. Mesela çalışan sayısının çok daha fazla olduğu Londrada günde tam 27.3 milyon seyahat yapılıyor ve her gün 8.5 milyon kişi kentte dolaşıyor. Ayrıca 4.5 milyon seyahat otobüsle, 3 milyonu metroyla, 11 milyonu da araba ya da motosikletle yapılıyor. 7 milyon kişi işe yürüyerek, 300 bin kişi de bisikletle gidiyor. Demek ki, arabayla seyahat yüzde 31i geçmiyor. Metro veya otobüs, ulaşımın yüzde 26sını, yürüme ise diğer yüzde 24ünü oluşturuyor. Kısacası, trafiğin yoğun saatlerinde bile saatte ortalama hız 10 kmnin altına düşmüyor.Birkaç rakam daha: Londrada 13.600 km yol var. 3.730 km otobüs hattı, 205 km tercihli otobüs şeridi, 329 km metro hattı ve 788 km de tren hattı bulunuyor.Özellikle metroya dikkat çekelim: 329 km metro hattıyla, seyahatlerin yüzde 11i gerçekleşiyor. Bunlar genellikle çok uzun mesafeli seyahatler. Londrada metronun yapılış tarihi ise hayli eski. Anımsadığımız kadarıyla ilk metro 1850lerde devreye giriyor. Yani sanayi devrimi sırasında. Metropolitan Hattı, ardından da 1910 yılında Central Hattı devreye giriyor.İngilterede 1855te kişi başına düşen gelir (1900 fiyatlarıyla) 18.3 sterlin. 1910da da bu, 50 sterline yaklaşıyor. Elbette bu rakamların bugüne göre satın alma gücü çok daha fazla. Ancak neresinden bakarsanız bakın; 2005 yılının Türkiyesinin kişi başına gelirine yaklaşamaz bile. O tarihlerde, o nüfusla ve o gelirle Londrada metro yapılabildiğine göre, İstanbulda metro yapılmamasının bugün hiçbir ekonomik izahı olamaz.Üstelik o tarihlerdeki tek teknoloji kazma, kürekti! Bugünkü gibi günde 100 metre açan dehşetli ekskavatörler yoktu. Kısacası, o birim maliyetleriyle yapılabilen metro bugünkü gelirlerle artık çocuk oyuncağı.ABye giriyoruz diye dört kol çengi oynayan AKP sempatizanı yazar arkadaşlarımıza soralım: Bu kenti tam 10 yıldır yöneten anlayış metro konusunda hangi planı yaptı? Kaldı ki, mevcut metro da daha önceki SHPnin projesi.Hadi metroyu bırakıp otobüse bakalım. Londrada nüfusun yüzde 92sinin otobüs durağına azami mesafesi 400 m. Acaba toplu taşıma anlamında bizde bu mesafe ne kadar? Vatandaş otobüslere balık istifi sığıyor. Ayakta işe gidiyor ve vardığında da bitap düşüyor.İşte ABye tam üye ülkelerin en büyük kentleriyle İstanbulun farkı. Bizde her insan işine gelip giderken ömrü tükeniyor. Hem iş verimi düşüyor, hem de eve geldiğinde mutsuz ve huzursuz oluyor. hgunes@milliyet.com.tr 1995ten bu yana İstanbulda sular sorunsuz akıyor. Kanalizasyon sorunu da yok. Bu nedenle, birçokları AKPden memnun görünüyor. Ama belediye deyince akla çok şey geliyor. Mesela İstanbulun asıl sorunu olan trafik. Belediyenin çözmesi gereken bu asıl sorun giderek kötüleşiyor. Çünkü tam bir vizyon yoksunluğu gözleniyor!