Büyüme varken işsizlik neden düşmüyor? Bunun bir nedeni elbette verimlilik artışları. Hatta başlıcası. Daha az işçiyle aynı üretim yapılıyor, ya da aynı işçiyle daha fazla üretim yapılıyor. Egemen olan elbette ikincisi. Ancak verimlilik artışlarının ortaya çıkardığı işsizlik nihayetinde geçicidir. İngiltere'de 1980'li yıllarda böylesi bir sorun çıkmış, fakat zamanla giderek rekabet gücü kazanan ekonomide işsizlik oranı düşmüştü. Yani toplum baştan bir fedakârlıkta bulununca, işsizlik gerilemişti. Dün ekim ayı işsizlik verileri yayımlandı. İşsiz sayısı 2.5 milyona dayanırken, işsizlik oranı da yüzde 10.1 oldu. Baştan belirtelim; işsizlik bir orandır. Toplumsal bir sorun olarak işsizlik merak ediliyorsa, bakılması gereken veri budur. İş bulan sayısı, ya da toplam çalışan rakamları ise farklı verilerdir. Kaldı ki, aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi, temmuzdan bu yana, hem işsiz sayısı artıyor, hem işsizlik oranı, hem de istihdam düzeyi düşüyor: Yani işe istihdam düzeyinden bakanlar açısından da durum kötü. Peki, bu fedakârlık bir zorunluluk mu? Elbette hayır. Çünkü Türkiye'de verimlilik birkaç yıldır artıyor. Sonsuza dek verimlilik artışı da olamaz. Bunun bir sınırı var. Üstelik verimlilik artışları girdi maliyetlerindeki olumsuz gidişi sürekli telafi edemez. Türkiye'de sanayinin sorunu, girdi maliyetlerindeki yükseklik. Enerji ve döviz bazında emek maliyeti uzun yıllardır olumsuz yönde gelişiyor. Uluslararası rekabet gücü de baltalanıyor.Kaldı ki, oluşan makroekonomik istikrarla birlikte yeni yatırımların işsizlik oranını azaltması gerek. Ancak bunun oluşmadığı rakamlardan anlaşılıyor. Yatırımlar artmıyor değil. Ancak bu artış, artan işgücü arzını mazetmeye yetmiyor. Ve ortaya daha yüksek bir işsizlik oranı çıkıyor. Verimlilik artışı ve işsizlik Ülkemizde kamu yatırımları bütçe içinde son iki yıldır payını artırıyor. Gerçi milli gelir içindeki payı aynı oranda artmasa da, bunun bir parça olsun işsizliğe olumlu katkısı olması gerekirdi. Özel sektör yatırımlarının en fazla hız kazandığı dönem 2004 yılıydı. Bunun olumlu etkisini 2005 yılında bekliyorduk. Olmadı. Çünkü artan yatırımlar ek bir istihdam kapasitesi yaratmaktan çok, mevcut kapasitenin yenilenmesi ve iyileştirilmesi yönündeydi. İşsizliğin çok ciddi bir nedeni ise tarımda. Tarımda çok ciddi bir fakirleşme yaşanıyor. Son bir yılda tarımdan 1 milyon kişi kopmuş. Ve tabii çoğu kentlere göç ederek işgücüne katılmış, ama iş bulamamışlar.Tarımda ciddi bir büyüme ve verimlik gelişmesi olmadan işgücündeki arz yavaşlamayacak görünüyor. O zaman da işsizlik azalmayacak demektir. İki yıldır ekonomistler bu sorun karşısında tartışmalar başlattı. Mevcut hükümet ise bu tartışmalardan ders çıkaracağına, gaflet içinde işi mevsimselliğe bağlayıp sorunu görmezden geliyor. Yani işsize umut yok. Asıl sorun tarımda 2004 III. dönem IV. dönem Nisan Mayıs 2005 Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekimİstihdam (000) 22.874 21.870 21.993 22.721 23.058 23.227 22.838 22.566 22.197İşsiz (000) 2.390 2.428 2.439 2.294 2.305 2.317 2.381 2.423 2.487İşsizlik oranı (%) 9,5 10,0 10,0 9,2 9,1 9,1 9,4 9,7 10,1 hgunes@milliyet.com.tr İstihdam ve işsizlik verileri