Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

6 Mayıs’ta İngiltere’de yapılacak seçimler büyük önem taşıyor. Çünkü tam 13 yıldır, 3 dönemdir İngiltere’yi İşçi Partisi yönetiyor. Bir dördüncü olacak mı? Anketler son yıllarda İşçi Partisi’nin miadının dolduğunu gösteriyor. Öte yandan, Avrupa’da son zamanlarda bir sol gelişme gözleniyor. Fransa’da ara seçimleri sol kazandı. Önce İtalya’da sonra da Yunanistan’da sol iktidara geldi. Almanya’da Merkel zorda. İngiltere’de bir sürpriz olabilir mi?
Seçimler Türkiye açısından da önemli. Malum, İngiltere Türkiye’nin AB üyeliğine gayet sıcak bakıyor. Gerçi kimileri bunu tavşana kaç, tazıya tut da diye yorumluyor.
İngiltere’deki seçimleri ekonomi belirleyecek görünüyor. Uzun yıllar ekonomiden sorumlu Maliye Bakanı olan Başbakan Gordon Brown krizde çok radikal tedbirler almıştı. Ancak bunun meyvelerini toplayabilmiş değil. Ne de olsa insanlar hâlâ işsiz, birçok şirket de kapanmış durumda. Dahası kamu finansman dengeleri perişan vaziyette; bütçe açığı milli gelirin yüzde 12’sine ulaşıyor.

Muhalefet umutlu
Bu şartlarda ne Başbakan Gordon Brown, ne de Maliye Bakanı Alistair Darling, ekonominin popüler simaları sayılıyor. Muhafazakârların lideri David Cameron ve gölge kabine bakanı George Osborne ise seçimlerin yaklaşması nedeniyle hayli mutlu. Nick Clegg liderliğindeki Liberal-Demokratlar da öyle... İçinde bulunulan tablo hangi muhalefet liderini umutlandırmaz ki!
Mevcut iktidar kamu harcamaları finanse etmek için sosyal sigorta primlerini yükseltmek istiyor. Muhafazakârlar da açıkları daha etkin yöneteceklerini savunurken hem vergi, hem de harcama kesintilerini beraberce savunuyor. Fakat bu söyleme de güven duyulmuyor.

İşçi Partisi’nin taklidi
Seçimlerin bir başka parametresi ise Ulusal Sağlık Sistemi... Blair kamu kesimini rekabete açmıştı ve verimlilik elde etmişti. Muhafazakârların bu alanda bir önerisi göze çarpmıyor, ama onlar da Blair’i sağlıkta yaptığını eğitimde yapmayı vaat ediyor.
Pekiyi seçimler ne olacak? Seçmen kimi ekonomi yönetiminde daha ehil buluyorsa, yani kimin krizden çıkmada, işsizliği azaltmada daha başarılı olacağını düşünüyorsa ona oy verecek. Şu anda bu konuda kararsız... Koşullar da geçmişten çok farklı. 1979’da Muhafazakârlar Thatcher liderliğinde iktidara geldiğinde sendikaları ezmiş, yaygın özelleştirme yapmıştı. 1997’de Blair liderliğinde İşçiler iktidara geldiğinde ise Sosyalizmden üçüncü yola kayıverdi.
Fakat bu seçimlerde İşçi Partisi’nin çoğunluk sisteminden kaynaklanan bir avantajı var; 28 bin oya bir milletvekili çıkarırken, Muhafazakâr Parti 51 bin oya bir milletvekili çıkarıyor. (Liberal Demokratlar ise 101 bin oya bir milletvekili) Eskiden denge bunun tam tersiydi. İşçiler bir seçim bölgesinde oyların büyük çoğunluğu ile milletvekillerinin tamamını çıkarırken, Muhafazakârlar az farkla tamamını çıkarırdı.
19. yüzyıldan bu yana en genç Başbakan David Cameron mı olacak? Yoksa ekonomi yönetiminde daha fazla güven veren Brown mı? 1974’ten bu yana ilk defa bir sürpriz olacak mı? Seçimler Türkiye’de CHP için de yol gösterici olacak. İzleyeceğiz.