Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yalancı çoban birçok defa köyü “Kurtlar bastı” diye uyardığından, sonunda gerçekten kurtlar sürüyü bastığında kimsenin tınmadığı hikâyesi hep anlatılır. Bizim IMF hikâyesi de biraz buna döndü. Saygınlık politikacıların yegâne sermayesidir. Saygınlığı bir defa kaybettiniz mi, artık dönüşü olmaz.
Günlerdir düşünüyorum; IMF ile anlaşmanın nedeni ne olabilir diye. Erken seçim olasılığı, büyümenin daha yüksek olmasının istenmesi gibi nedenleri üst üste koyuyorum, bir türlü tatmin olmuyorum. Fakat dün eski bir öğrencim olan BCG İstanbul’un stratejisti Özgür Altuğ’un doğrudan yatırım beklentisine ilişkin raporu önüme geldiğinde biraz daha kafam berraklaştı.

Haberin Devamı

Dış açığın finansmanı
2009 yılının cari açığının 10 milyar dolar civarında gerçekleşeceğini bekliyoruz. Bu açık petrol fiyatlarının 40 dolara kadar düştüğü ve milli gelirin yüzde 6 düzeyinde daraldığı bir ortamda oluştu. 2010 yılında büyüme yüzde 3’ü aşacaktır. Bu rakam (işsizliği azaltmaya yetmediği gibi) cari açığın da büyümesine neden olacaktır. Kaldı ki, petrol fiyatı da daha şimdiden 80 dolar mertebesine geldi. 2010 yılında petrolün 100 doların üstünde olması kimseyi şaşırtmayacaktır.
Şimdi gelin 2010 yılının bir cari açık rakamını tahmin edelim. 2009 yılında dış ticaret açığı 20-21 milyar dolar olur. Ama 2010 yılında 35-37 milyar dolar olur. Bu durumda cari açık da 27-28 milyar dolar olur. Bu açığın nasıl finanse edileceği çok önemli. Özgür Altuğ 4.3 milyar dolar özelleştirme, 3.3 milyar birleşme ve satın alma, 3.5 milyar dolar da “gerçek” yatırım bekliyor. Yani toplam 11 milyar dolar. Bu net olarak içeriye en fazla 7 milyar dolarlık giriş sağlar.
Geriye kaldı 30 milyar dolar. Bunu nasıl finanse edeceğiz? Elde iki imkân var. Biri kredilerle, yani borç alarak kapatmak. Diğeri de portföy yatırımları, yani sıcak para. Geçen yıl Türkiye ekonomisi değişik bir asimetri yaşadı. Bankalar 5-6 milyar dolar net dış kaynak buldu. Ancak geriye kalan finans dışı kesim 10 milyar doların üzerinde dış borcu kapattı.

Borçlanma artacak
Bu yıl işler tersine dönecektir. Diğer kesim de net dış kaynak elde edecektir. Böylece belki de 15 milyar dolar kaynak elde edilebilir. Ama görüldüğü gibi, iyimser bir tahminle bile yine de 15 milyar dolarlık açık doğuyor. 15 milyar dolarlık sıcak para beklemek de akıl kârı olmaz. Kısacası, 2010 yılının dış açığının finansmanı kolay değil. Bu durumda ya kur zıplayacaktır ya da rezervler eriyecektir.
Hükümetin tercihinin bunun bir kısmını IMF’den sağlayarak geçiştirmek olduğu anlaşılıyor. Geri kalanı da zaten diğer tüm kalemlerde artış sağlayacaktır. Bu makul bir açıklama işte. Dolayısıyla IMF arayışından bu kez patates çıkmayabilir. Böylece 2010 yılında büyüme belki yüzde 4’ü aşabilir ve seçimlere daha rahat gidilebilir.
Kısacası, IMF ile anlaşmaya gidilmesi 2010 yılında gözüken dış açığın finansmanı sorununa yönelik gözüküyor. Ama yine de belirtelim; hükümet “Gerek kalmadı, bizim IMF’ye ihtiyacımız yokmuş derse” hiç şaşırmam, bunlar bunu âdet edindi.