Cari açık sorunu da aslında bir sonuç. Bu sorunun ardında ihracata dayalı büyüme stratejisini kuramamış olmamız yatıyor. İhracat yetersiz kalınca dış ticaret açığı veriliyor, sonunda da ortaya cari açık çıkıyor. Piyasalarda yaz boyunca, hatta seçimlere dek dalgalanmanın süreceği konuşuluyor. İşin temelindeki hastalık ise cari işlemler açığı. Bu açığı tamamıyla TL'nin değer kazanmasına bağlamak da yanlış. Çünkü cari açığın asıl nedeni iç talepteki aşırı canlılık (yani ithalat talebi) ve petrol fiyatlarındaki artışlar. Kur özellikle ihracat üzerinde etkili, ihracatta da artış sürüyor. Ama giderek azalarak. Cari açık kavramı bir finans kavramı. Verilen döviz açığını gösteriyor. Oysa önemli olan üretim ve bunun dünya ekonomisi içinde nasıl rekabet edeceği. Kısacası, dış ticaret dengesi kavramına çok daha fazla önem verilmeli. 1980'li yıllara dek ithal ikameci büyüme stratejisi izlenmişti. Böyle bir stratejiyle ihracat zaten büyüyemezdi. 1980'li yıllardan sonra ise dış ticaret serbestleşti, kur hızlandırılarak götürüldü ama yine başarılı bir ihracat performansı sağlanamadı. 1980 sonrası kısa bir süre ihracat artışı sağlansa da daha sonra tökezledi. Bu süreçte ihracatta 5 dönem görülür:1) 1981-1987: Yüksek performans yılları: İhracat ortalama yüzde 21,4 artmıştır.2) 1988-1993: Tökezleme: İhracat ortalama yüzde 7,2 artmıştır. Bu yıllar mali serbestleşme dönemidir. Reel kur aynı düzeyde kalmasına rağmen yeni ihracat alanları çıkmamıştır. 3) 1994-1997: Yeniden hızlanma: Krizin getirdiği kur artışıyla ihracat ortalama yüzde 14,5 artmıştır.4) 1998-2000: Yeniden durgunluk: Reel kurda önemli bir değişiklik olmamıştır. Ama kronik hastalık sürmektedir. İhracat artışı ortalama yüzde 1,9'a düşmüştür.5) 2001-2004: Yeniden hızlanma: Yine krizin getirdiği etkiyle ve dalgalı kurla ihracat ortalama yüzde 23,2 artmıştır. Oysa bu dönemde reel kur değerlenmesi yüzde 32'ydi.6) 2005 yılı: Yavaşlama başlangıcı: Bu yıl ihracat yüzde 16 artmıştır. Önemli olan üretim Aşağıdaki grafikte reel tartılı efektif kurun (ÜFE'ye göre) yıl içi ortalamasıyla ihracatın yıllık artışı gösteriliyor. Dikkat edilirse, reel kur ile ihracat artışı arasındaki ilişki net değil. Nitekim, 2001-2004 arasında kur sürekli değer kazanırken ihracat artmış. Ancak buradan, reel kur ile ihracat arasında kalıcı bir ilişkinin olmadığı sonucuna varılmamalı. Çünkü 2003-2004 döneminde TL'nin değer kazanması sürecinin 2005 yılı ihracat performansını olumsuz etkileyen ana etmen olduğu düşünülebilir.Tekrarla cari işlemler açığını sadece reel kura bağlamak, kura bağlamak doğru olmasa da kur önemli. Döviz kuru, ihracatı teşvik için, enflasyonun üstünde değer kaybetmeli. gunes.gif hgunes@milliyet.com.tr Kur-ihracat ilişkisi net değil