Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önceki gün Maliye Bakanı Unakıtan 2005 bütçesini tanıtırken borç dinamiklerinin de olumlu yönde geliştiğini savundu. Oysa Unakıtanın kendi gösterdiği grafikte bile, net kamu borç stokunun yıl sonunda milli gelir içinde sadece yüzde 2 oranında düzeleceği görülüyordu. Üstelik 2004 yılında milli gelir rekor biçimde yüzde 10 civarında büyümüş olacak. Ve daha da öte kamu maliyesinde disiplin de son derece başarılıydı. Demek ki, bir şeyler ters gidiyor. Kamu maliyesinde 2004 yılında görülen diisplin son derece başarılı. Aşağıdaki ilk tabloda bu başarı gözleniyor. Kamu başarılı, ama 2004 hedef 2004 tahminBütçe açığı 46.3 34.0Faiz dışı fazla 19.3 21.2 Kısacası, faiz dışı fazla neredeyse 1 katrilyon daha fazla olmuş ve bütçe açığı da 12 katrilyona yakın daha az gerçekleşmiş. Bu bir katrilyonluk fazlaya rağmen borç rakamı düşmemiş, artmış. Ve milli gelir içindeki payı da ciddi biçimde düşmemiş.İç borcun toplamı 143.1 milyar dolar. Kamunun dış borcu da 63.8 milyar dolar. Yani toplam 207 milyar dolarlık kamu borcu var. İç borcun da bir kısmı döviz cinsinden; bu rakam 26.6 milyar dolar. Yani kamunun döviz cinsinden borcu 90.4 milyar dolar. Kamu borcu bütçeden tasarruf yapılarak ödeniyor. Ve bu tasarruf da TL cinsinden. Döviz değer kazandıkça bu Hazinenin işine geliyor. Çünkü daha az ödüyor. Tabii kur riskini de üstüne almış oluyor. (Katrilyon TL) Diyelim ki, 2004 yılında kur (sadece!) yüzde 10 daha yukarı bir düzeyde gerçekleşseydi, borç dinamiği nereye giderdi? Bu, 9-10 milyar dolarlık bir ek yük getirirdi. Milli gelir 300 milyar dolar civarında gerçekleşeceğine göre yüzde 2lik iyileşme 6 milyar dolar edecek. Oysa bozulma 10 milyar dolar edecekti. Kısacası, kur bu yıl yüzde 10 daha yukarıda olsaydı borç dinamiği de milli gelir içinde en az yüzde 1.5 artmış olacaktı. Bu işin kur yönü.Gelelim şu iskontolu bonolara. Dört yıldır Hazinede iç borcu yönetenlere anlatamadık gitti. Bankalara teslim olup enflasyonun düşüş sürecinde sürekli bu bonoları ihraç ediyorlar. Bu da ödenen reel faizlerin yüksek olmasına neden oluyor. IMFnin de tüm ısrarlarına rağmen değişken faizli borçlanmaya Hazine direndi. 2002 yılında bu kağıtlar 34.5 katrilyondu. 2003 yılında 61.9 katrilyona, şimdi de 80 katrilyona dayandı. İç borcun piyasa kısmı yüzde 61; yani 87.4 milyar dolar kadar. Bunun da 49u iskontolu bonolardan oluşuyor. Diğer bir deyimle, piyasada 70 milyar dolarlık iskontolu bono var. Ve bunun da reel faiz yükü yüzde 14 civarında. (O da son düşüşle birlikte).Rakamlar ortada. İç borçta gelişmeler çok iyi dersek, fedakarlık yapan vatandaşı aldatmış oluruz. hgunes@milliyet.com.tr Borç büyüyecekti