Şimdi kimilerinin keşke para politikasını gevşetseydik de, sıcak para girmeseydi iddiası beyhudedir. Borsaya giren para faizin yüksekliğinden mi girdi? Nitekim, faizler daha düşük bir noktada olsaydı şimdi yeniden artırmak gereği duyulmazdı. Aksine Merkez Bankası 2005 yılı sonunda faizlerin aşırı düşük olduğu baskısıyla bunaldı ve birçok gelişmekte olan ülkeden daha düşük bir faiz belirlemek zorunda kaldı. Maliye politikası yeterince sıkılmadı diyenler de nafile bir hücum içinde. Kamu maliyesi tarafında milli gelirin yüzde 6.5'i kadar bir faiz dışı fazlayı veren bir hükümeti "Neden işleri gevşettiniz?" diye eleştiremezsiniz. 2002 yılında kamu maliyesinde ne disiplin vardı da, herkes alkışlıyordu! Geçiniz! Sıcak paraya teslim olduğumuz ortada. 2002'nin sonlarından itibaren ekonomiye büyük boyutlarda sıcak para girdi, faizler ve kur aşırı ölçülerde düştü. Hayli sevindik. Gelinen noktayı ekonomik politikalardaki irade ve siyasal istikrara bağladığımızı unutmayalım! Sorun esnek kur sisteminin dış dengeyi sağlayamamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü "sermaye hareketleri" bunu engellemektedir. Bunun dört çözümü vardır. Biri, dalgalı kur sisteminden vazgeçmektir. Ancak bunun için hem rezervlerin çok güçlü olması gerekir, hem de büyük bir devalüasyonla başlamak. Zor bir seçenektir. Çünkü denenmiştir. İkincisi, sıcak para girişlerine çeşitli filtreler koymaktır. Bu, 2002'den bu yana ihmal edilmiş bir konudur. Ne yazıktır ki bunu ihmal edenler de önermektedir. Her geçen gün bir kayıptır. Ancak şunu da belirtelim, uygulaması gayet zor bir tekniktir.Bir başka öneri, iktisatçı Rudiger Dornbusch'un önerdiği ikili kur sistemidir. Cari işlemlere sabit kurla dış dengeyi sağlamak, sermaye hareketlerine de dalgalı kur uygulamak. Ancak bu da hayali dış ticaret işlemleri doğurabilir. Yine de tartışmak gerekiyor.Nihayet, Dornbusch'un tam aksi strateji, merkez bankalarının sermaye hareketlerinin kur üzerinde yaratabileceği etkiyi ortadan kaldırmasıdır. Böylece kur sadece cari işlemlerdeki gelişmelere bağlı hale gelir ve makroekonomik dengeler sıcak paraya teslim olmaz. Yani cari açık finanse edilse de bu para MB tarafından çekilir. Esnek kur sistemi 2003 yılında MB piyasadan cari açıktan daha fazla döviz çekti. Yani kurun reel olarak değer kazanmasının yolu engellendi. Ancak, nedeni neyse, 2004 yılında cari açığın neredeyse üçte biri kadar döviz piyasadan çekildi. İpin ucu kaçtı.2005 yılında Merkez Bankası duruma uyandı, yahut da baskıyla cari açıktan daha fazla dövizi çekti. Ancak geç kalındı. Şimdi bütün bu kur değerlenmesi ihracatçının baskısıyla 2006'ya sığdırılmaya çalışıyor. Ve tabii makroekonomik dengeler çok sarsılıyor. Sıcak para girerken (kur çökmesin diye ve haklı olarak) bir günde 5 milyar doları alan MB sıcak para çıkarken seyir mi edecek? Yabancıya ucuz döviz vermek başka, seyretmek başka. Şimdi kurun makul düzeye gelmesi için müdahale gerekiyor. Hem de gecikmeden. Yoksa beklentiler düzelmeyecek. MB bunu yaptı mı? milyon $ Doğrudan müdahale İhalelerde alım TOPLAM CARi AÇIK 2002 4 795 799 -1.524 2003 4.229 5652 9.881 -8.036 2004 1.274 4.104 5.378 -15.604 2005 14.565 7.437 22.002 -23.091 2006 5.500 3.318 8.818 -8,622 hgunes@milliyet.com.tr MERKEZ BANKASI'NIN DÖVİZ PİYASASINA MÜDAHALESİ