Geçen hafta medyanın da, finans dünyasının da yakın ilgi gösterdiği bir konu İtalya’nın vergi barışıyla İsviçre’den 80 milyar euro koparmasıydı. Konunun birçok yönü var: Birincisi, rakam ilk bakışta bir hayli büyük görünüyor. Böylesi bir meblağın nasıl getirildiği de bu nedenle merak ediliyor. İkincisi, İsviçre’nin buna nasıl izin verdiği de anlaşılmış değil.. Nihayet Türkiye’nin benzer bir süreci neden başaramadığı da tartışılıyor.
İşin başında İtalya Maliye Bakanı Guilio Tremonti’nin İsviçre Maliye Bakanı Hans Rulolph Merz’e giderek paraları istediğini biliniyor. İyi de bir bakan nasıl gider de şahısların paralarının kendi ülkesine dönmesini sağlar? İşte kritik nokta burası.
750 milyar dolarlık servet
Birincisi, bu paranın önemli bir kısmı fon halinde. Üstelik durumu abartmaya da gerek yok. İtalyanların yurtdışında 500 milyar euro’luk (750 milyar dolar) parası olduğu tahmin ediliyor. Gelen para bunun sadece yüzde 15-20’si ediyor. Milli gelirin ise yüzde 5’i kadar.
Üstelik, İsviçreliler bu durumdan hiç de memnun olmadılar. Hatta bankacılardan müşterilerinin rahatsız edildiğini savunanlar oldu. Kimisi de bunun kara para aklamaya elverdiğini savunuyor.
İtalya’da 2002-2003 vergi barışında 78 milyar euro’luk para ortaya çıkmıştı. Bunun izleyen ilk vergi barışında ise 100 milyar euro’luk para bildirildi. Aslında bu süreç 15 Aralık’ta bitecekti ama olumlu sonuç alınınca süre nisana uzatıldı.
İtalya’da bildirimde bulunan ve parasını getirenlere yüzde 5 oranında bir vergi uygulanıyor. Böylece Hazine’ye 4 milyar euro kazandırılabileceği düşünülüyor. Öte yandan gelen paranın ekonomiyi ayağa kaldıracağı beklentisi var, ki bu doğrulanmış değil. Çünkü paranın beyanına hatta girişine rağmen; içeride yüzde 5 vergi ödendikten sonra tekrar İsviçre’ye dönebiliyor.
Kısacası, İtalyan deneyimi hakkında yanlış bilgiye sahip olmamak gerek. Gelen para potansiyel içinde çok küçük bir şey.
Hayallerle yaşamak
Gelelim Türkiye’ye. Vergi barışı çıktığında hükümetin hayal içinde gezindiğini yazmıştık. Gerçekten beyan edilen para hedeflenenin çok altında oldu. Çünkü tek başına vergi affı zaten yeterli olmazdı. Üstelik yurtdışında bulunan bu paraların sadece vergi kaçırmak amacıyla bulunduğunu düşünmek son derece yanlış olur.
İkincisi, gelecek para abartıldı. Önce paranın 10 milyar dolar olması hedeflendi. Bu Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 2’sinden az, yurtdışındaki tahmini paranın ise dörtte biriydi. Henüz elde edilen beyan meblağı tam bir biçimde açıklanmasa da, vergi barışında Maliye’nin madara olduğuna hiç kuşku yok. Son açıklanan veri 8 milyar TL idi. Yani 5.5 milyar dolar.
Buradan da iki sonuç çıkıyor. Birincisi, Türklerin yurtdışındaki parası abartılmamalı. İkincisi de, bunun içinden önemli bir payın getirilmesi pek kolay değil. Einstein “Bilgi hayalden kıymetlidir” demiş. Ama bu yaratıcılık anlamında. Gerçeklerin dışında yaşamak ise bambaşka bir şey!