Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2004 yılını yarı hayalle geçirdik. Yüksek büyüme hızı ve enflasyondaki düşüş bazılarımızı büyüledi. Ancak bu arada ortaya çıkan bazı sorunlar (örneğin yüksek cari işlemler açığı) kimimizi endişelendirdi. 2004 yılında cari işlemler açığının 14 milyar doları bulacağı anlaşılıyor. Son üç yılda net 23 milyar dolarlık döviz gideri olduğu düşünülürse bunun önemi daha da iyi anlaşılır.Geçen hafta DİE tarafından açıklanan iki önemli veri vardı. Bunlardan ilki 2005 yılında cari işlemler açığının bir hayli daralacağını gösteriyordu. Mesela yılın ilk iki çeyreğinde çok hızlı bir büyüme performansı gösteren ekonomi, üçüncü çeyrekte yorulmuş göünüyor. (Biz zaten bir süredir bu yönde yazılar yazdığımızdan rakamları izlemeyenler tarafından eleştiriliyorduk). Son iki yılda ilk çeyrekte toplam yüzde 21, ikinci çeyrekte toplam 18.5 büyüyen milli gelir, son çeyrekte sadece yüzde 12 büyümüş görünüyor. Bu da yavaşlamanın önemli bir işareti.Üçüncü çeyrekte özellikle tarımda bir durgunluk gözleniyor. Yine aynı biçimde inşaat ve mali kuruluşlardaki daralma ekonomiye hasar veriyor. Ocak - ekim dış ticaret verileri de bu gelişmeyi onaylıyor. Eylül ayında geçen yıla göre sermaye malları ithalatı yüzde 36 artarken, bu ekimde artış yüzde 14ün altına düşmüş. Aynı durum ara malı ithalatında da gözleniyor. Eylüldeki yüzde 30luk artış, ekimde yüzde 16ya gevşemiş. Tüketim mallarındaki artışta da yavaşlama gözleniyor. Üstelik dış ticaret dolar bazında hesaplanmasına rağmen, bu yavaşlama gözleniyor. Yani euro ile yapılan ithalatın parite etkisi hesaplanırsa, yavaşlamanın hızı büsbütün belirginleşiyor.Yıl sonunda 90 milyar doları aşan ithalat ve 65 milyar doları aşan da ihracatın elde edileceği görülüyor. Ancak gerek 2005 yılında beklenen büyüme azalışı, gerekse uluslararası mal fiyatlarındaki (petrol, demir, altın vb.) gevşeme eğilimi, ithalattaki artışı daha da yavaşlatabilir. Bu nedenle, gelecek yıl dış ticaret açığı 20 milyar doları bulmayabilir.Bu da kimilerini ferahlatabilir. Ancak yanılmayalım. 2004 yılında yüzde 10a yakın büyüyen ekonomi, 2005 yılında yüzde 5lik bir büyüme hızını bile yakalamakta zorlanabilir. Çünkü gerek tüketici güven endeksi (TGE veya PSE), gerekse üretim endekslerindeki performans buna işaret ediyor. Son bir rakamı daha tekrarlayalım; ekim ayında sanayi üretim endeksi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.5 arttı. Kısacası, 2004 yılında yaşadıklarımızı 2005te hayal etmek doğru değil. hgunes@milliyet.com.tr Birkaç kez yazdık. Hayal ile rüya farklıdır. Kişi hayal görüyorsa bunu gerçek sanır. Bu nedenle de hayal insanları çok zor duruma sokar. Oysa rüyanın gerçek olmadığı uyanır uyanmaz anlaşılır. Bu nedenle de rüya zararsızdır.