Hükümetin en çok övündüğü yönlerinden biri de sosyal adaletçi olması. Kömür dağıtmaktan tutun da, yeşil kartın yaygınlaşmasına kadar AK Parti hükümeti sosyal demokrat CHP’yi bile eleştirerek, kendisini daha adaletçi buluyor. Ramazanda garip gurebanın sofrasını paylaşan Başbakan gerçekten ilk bakışta insanı etkiliyor. Bu iddiayı da medyadaki yandaşları kabulleniveriyor.
Hatta Hazineden sorumlu bakanlar çoklukla Gini katsayısının olumlu geliştiğini gösteriyor ve birileri de çıkıp bunun doğruluğunu sormuyor. İşte son örneği emekli memur maaşlarında. Yapılan zammın sosyal adaletçi bulunması üzerine çeşitli televizyon programları yapıldı. Başbakan çıktı bunu “devrim” diye niteledi. Oysa ki gerçek hiç de öyle değil.
82 liralık devrim
Türkiye’de memur maaşları öteden beri yetersiz bulunur. Doğrudur da. Hele düşük düzeyli memurlar sürekli geçim sıkıntısı çekerler. Pazarda limon satan öğretmen haberleri medyada yer almış, içimizi burkmuştur. Bu durum bir türlü değişmiyor.
Bugün emekli olan bir SSK’lı en az 601 TL maaş alırken Başbakan’ın son kıyağı ile 683 TL alacakmış. Memurların durumu ise daha beter. (İnşallah bunlar sonunda eşitlenecek) Memurların ya da emeklilerin böylesi bir maaşla geçinmesinin mümkün olmadığı ortada. Ama kökten tedbir alan yok. Bunun tek çözümü emeklilik sistemini düzeltmek. Yapılan zammın 82 TL olduğu düşünülürse Başbakan’ın devrim bulduğu konunun nedeninin ne olduğu daha da merak ediliyor. 82 TL’lik devrim olabilir mi?!
Yukarıdaki tablo hükümetin iktidara geldiğinden bu yana emekli maaşları konusunda nasıl bir tavır içinde olduğunu açıkça gösteriyor. Birinci bilmemiz gereken konu; ortalama olarak (TÜFE enflasyon düzeyleri ele alındığında memur emeklilerinin maaşlarının enflasyona bir güzel ezdirildiği ortaya çıkıyor... AK Parti iktidarında maaşlar 100’den 194’e gelmiş, ancak fiyatlar da 100’den 210’a gelmiş. Fiyatlar maaşlardan daha fazla arttığına göre 2009 yılına dek memurlar net olarak yoksullaşmış. Demek ki 2009 yılına dek memurlar net olarak yoksullaşmış.
Diğer bir deyimle, bu son zamma kadar AK Parti iktidarında emeklilerin refahı azalmış. (Tahkikat komisyonlarını kurduran Demokrat Parti iktidarı da memurlara daha düşük zam vererek onları sıkıntıya sürüklemişti.) Bu son zam ile AKP hükümeti sadece kayıpları telafi etmiş. Hatta son zam bile yetersiz kalabilir, çünkü Tüketici Fiyat Endeksleri’nin olması gereken tüketim desenlerini yansıtmadığı da biliniyor.
Hadi diyelim; 2010 enflasyon hedefi tuttu. Bu durumda son zammın emeklinin refahında nasıl bir devrim yaratacağı da anlaşılmış değil; yüzde 5,3! Böylece AKP iktidarında, yani tam 8 yılda satın alma gücü sadece yüzde 5,3 artmış olacak. O da inşallah bu yılın sonunda!
Göreli yoksullaşma
AKP iktidara geldiğinden bu yana milli gelir yüzde 31 oranında büyümüş. (2010 sonunda bu yüzde 36 olacak) Yani toplum daha varlıklı hale gelmiş durumda. Ancak toplumun hangi kesimi? AKP’nin iddia ettiği gibi yoksullar mı? Emekliler ve memurlar örneği bunu göstermiyor. (Onlar sadece bu yılın sonunda yüzde 5 kadar daha iyi durumda olacaklar.) Bir ülkede milli gelir büyümüşse, ancak belli bir kesimin geliri aynı oranda büyümemişse göreli olarak o toplumsal kesim yoksullaşmış demektir. Memurların, emeklilerin durumu da bu.
Kaldı ki, emeklilerin gelirleri reel olarak yüzde 31 artsaydı, yine de toplumdaki göreli pozisyonları değişmeyecekti. Yani ancak reel olarak yüzde 31’in üstünde artışlar olsaydı (ve bu da çok yüksek olsaydı) devrimden bahsedilebilirdi. Demek ki, gariban emekli memurlar hiç de devrim filan görmemişler. Bir güzel ezilmişler. Yani bu konuda da bir patates çıktı.