Önümüzdeki hafta ağustos ayı enflasyonu açıklanınca bu tartışma daha da alevlenebilir. Çünkü gerek mevsimsel gevşeme, gerek kurun gevşemesi nedeniyle enflasyon düşük gelebilir. Peki, MB, faizi indirmeli mi?MB'nin enflasyonu durdurmak için faizi artırdığına kuşku yok. Ancak bir kesim iktisatçı oluştu ki, bunlar faizin çok yüksek olduğunu, bunun sadece sıcak parayı çekerek kuru baskıladığı, enflasyonun da böylece düştüğünü savunuyor. Tabii, bu tez doğru değil. Kur ile enflasyon arasında bir ilişki hâlâ sürse de, faizle sıcak para arasındaki ilişkinin varlığına biz katılmıyoruz. Sıcak paranın temel güdüsü dünyadaki likiditenin yoğunluğu ve yönü. Döviz kurunda son bir aydır gevşeme gözlenmeye başladı. Kur gevşedikçe enflasyonist beklentiler kırılıyor. Bu durumda Merkez Bankası'nın (MB) faiz indirme olasılığı da gündeme giriyor. Öte yandan, faiz enstrümanının enflasyon üzerinde etkili olması bir kural değil. Bir dizi varsayıma bağlı. Birincisi, kredilerin faiz esnekliği olmalı. İkincisi de, tüketimde kredili alımlar yaygın olmalı. Malum; faizler yükselince, kredi kullanımının azalması, bunun da yatırımları dizginlemesi bekleniyor. Çünkü, tasarrufların ötesinde bir yatırım eğilimi birçok dengesizlik yaratabiliyor. Talebi yaratan diğer unsura, yani tüketime gelince. Faiz politikasının tüketim üzerinde etkili olabilmesi için tüketimin büyük ölçüde kredili bir yapıya sahip olması gerekir. Dayanıklı tüketimde, örneğin otomotiv, beyaz ya da kahverengi eşyada, özellikle de konutta, kredilerin ağırlıklı olduğunu biliyoruz. Son birkaç yıldır düşen kredi faizlerine dayalı olarak konut ve otomobil satışları patlamıştı. Bize göre, bu talep patlamasında döviz kurunun gevşekliğinin de rolü oldu. Daha çok psikolojik olan bu faktör tüketiciye güven sağladı. Ancak bu olumlu bir durum değil. Kurun yüksek bir düzeyde "durması" en hayırlısı. Faizin etkili olması için Tüketici güven endeksi Tüketici beklenti endeksi Tüketici eğilim endeksi Tüketim endeksiMay. 05 110.53 89.25 187.13 125.10Haz. 05 113.38 87.56 196.53 137.13Tem. 05 106.81 82.38 189.66 135.60Ağu. 05 107.91 82.21 202.32 132.63Eyl. 05 104.16 80.81 177.91 136.56Eki. 05 111.69 91.00 182.43 136.96Kas. 05 114.80 90.12 190.57 135.23Ara. 05 113.75 90.47 191.29 166.34Oca. 06 107.74 83.66 184.06 117.62Şub. 06 107.21 84.71 181.89 127.21Mar. 06 102.88 79.59 179.18 139.04Nis. 06 104.10 79.70 179.54 145.43May. 06 99.60 77.02 175.02 155.15Haz. 06 79.31 69.69 106.49 144.46Tem. 06 77.10 67.30 102.70 139.76Değişim % -2.8 % -3.4 % -3.6 % -3.3 Okuyucularımıza tüketim rakamlarını iyi izlemelerini tavsiye ediyoruz. Gerek MB, gerek CNBC-e'nin düzenlediği tüketici güven endeksleri çok önemli. Bu endekslerden gözlüyoruz ki, 2004 yılı başından bu yana tüketim gerçekten çok hızlandı. Bu yılın mart ayından başlayarak giderek artan bu tüketim eğilimi ancak mayıs ayındaki çalkantıyla frenlenmiş görünüyor. Ama bu gevşeme yine de sanılandan az. Mevsimsel düzeltilmiş tüketim endeksleri, nisan ayında 121.57, mayıs ayında 121.72, haziran ayında 117.26, temmuz ayında ise 115.98 olmuş. Bu da gösteriyor ki, tüketimde hâlâ gözle görülür bir düşüş yok. Şu anda yaşanan enflasyon olgusunda, kur ve petrol fiyatları etkili olsa da, iç talep faktörü çok önemli. Nitekim, tüketim rakamları bunu gösteriyor. Dolayısıyla MB'nin faizleri yüksek tutmasından başka çare görünmüyor. Gelecek hafta enflasyon düştü diye kimse sevinmemeli. Çünkü bunda gevşeyen kurun rolü olacak. Ve bu her an değişebilir. Ne kur düşük, faiz yüksek olmalı, ne de aksi. Kur ve faizin yüksek olup hem tüketimin dizginlenmesi, hem de ihracatın teşvik edilmesi gerekiyor. hgunes@milliyet.com.tr Tüketim endeksleri izlenmeli