Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ancak şimdi kararsızım. Çünkü aynı şeyi IMF de düşünüyor! Şimdiye kadar IMF'nin düşündüğü, ya da tahmin ettiği ne doğru çıktı ki? IMF mali krizler konusunda çoğunlukla yanıldı. İşte bu nedenle, böylesi bir dalgalanma konusunda artık emin değilim. Bir dalgalanma mı olacak, kriz mi? Dünkü yazımızda da belirttik; artık krizden bahsetmek doğru değil. Çünkü Türkiye ekonomisi son beş yılda önemli bir dönüşüm geçirdi. Ve bu büyük ölçüde olumlu yönde oldu. IMF Başkanı Rato'nun önceki gün ikinci bir uluslararası dalganın kaçınılmaz olduğunu belirttiği açıklamayı okuduğumda kendimle çatışan duygular yaşadım. Açıkçası, böylesi bir dalgalanmayı orta vadede ben de bekliyordum. Üstelik bunun Türkiye'de başlayan bir siyasal gerginlikle tetikleneceğini, daha sonra da Güney Afrika gibi bazı diğer kırılgan mali piyasalara sıçrayacağını düşünüyordum. Bununla beraber, iki noktanın altını çizmek gerekiyor. Birincisi, dalgalanmanın boyutunu belirleyecek etmenler; ikincisi de dalgalanmayı tetikleyecek etmenlerin ne olacağı. Malum, dalgalanma ne denli yüksek olursa, kriz olasılığı o denli yükselecektir. İlk bakışta kurdaki dalgalanmanın değil, faizin esas alınması gerektiği söylenebilir. Ancak döviz kurundaki ani ve çok yüksek boyutlu bir dalgalanma da bir hayli hasar yaratabilir. Çünkü hem şirketler aşırı ölçüde döviz bazında borçlu, hem de enflasyonist beklentiler yükselebilir. Dalgalanma ortamını yaratacak başlıca ekonomik etmen, ya da kırılganlık tabii ki yüksek cari açık. Kimse bu konuda kendini kandırmamalı: şimdiye kadar bu açığı finanse etmiş içeride çok ciddi boyutta sıcak para var ve bir hayli ürkek durumda. Dalgalanmanın boyutunu belirleyecek temel etmen de bu sıcak paranın ne kadarının ısrarla çıkmaya kalkması olacaktır. Mayıs ayında çıkmaya çalışan sıcak para gayet sınırlı kalmıştı. Çünkü içeride çok büyük kaygılar yoktu, ya da sezilmiyordu. O dönemde küresel bir nedenle (ABD'de faizlerin yükselme beklentisiyle) gelişmekte olan ülkelerden çıkış başladı ve mali piyasalar sarsıldı. Yine en başta cari açık Şimdi bir de Türkiye'ye özgü siyasal kırılganlıklar belirginleşti. Bunların başında tam bir muamma haline gelen AB'ye üyelik süreci var. Ayrıca yakın gelecekteki cumhurbaşkanlığı seçimi de önemli bir gerginlik alanı. Bunlar veya çıkacak başka bir tatsızlık herhangi bir anda sıcak parayı ürkütebilir. Ve olası bir yüklü çıkış bu kez doları 2 YTL'ye, faizleri de belki yüzde 30 düzeyine dayandırabilir. Bu da kısa vadede bir hayli hasar verir. Uzun vadede kurdaki yükselme çok da sağlıksız olmayabilir, ama yüksek faiz durgunluk getirebilir. Tabii, böylesi bir dalgalanma yine ABD'de faizlerin artmasıyla ya da Ortadoğu'da olası bir karışıklıkla, petrol fiyatlarının zıplamasıyla, ya da şu anda hiç bilmediğimiz bir nedenle tetiklenebilir. Fakat son haftalarda dış etmenlerin böyle bir tetikleme olasılığı azalıyor. Sıcak parayla finanse edilmiş cari açık çok önemli bir kırılganlık. Herhangi bir siyasal gelişme sıcak para çıkışını tetikleyebilir ve ortalık sarsılabilir. Çözüm mü? Cari açığın azaltılması. Az olsaydı, zaten sıcak para sorun olmazdı!.. hgunes@milliyet.com.tr Siyasal gelişmeler tetikleyebilir