Türkiye 19 Temmuz’da bir devrimi gerçekleştirdi. Kapalı olan kamusal alanlarda “başkalarının rahatsız olmaması için” sigara içilmesi yasaklandı. Bu tür yasakları birçok gelişmiş Batı ülkesi de uyguluyor. Ben de bu konuda Ege Cansen gibi düşünüyorum; Türkiye bu tutumuyla gelişmiş ülkelerle aynı toplumsal normlara sahip olduğunu göstermiş oldu.
Sigara serbestisi ezilen ülkeler içindir. Zengin ülkeler sigara üretip onlara satar. Ancak Türkiye farklı olarak hem sigarayı kendisine yasaklıyor, hem de diğerleri gibi fakir ülkeleri sigara içmeye zorlamıyor.
Yurtta sağlık, dünyada sağlık!
Sigara yasağına haliyle karşı çıkanlar da var. Örneğin bir yemek ustası olan dostum Meral Tamer ve yine çok sevgili dostum Asaf Savaş Akat yasağa karşı çıkan yazılar yazdı. Mehmet Yılmaz da benzer biçimde yasağa karşı yazı yazdı. Hepsi bilinen biçimiyle konuyu özgürlüklere dayıyor.
İntihar suç değildir, ama...
Hukuk fakültelerinin birinci sınıfında okuyanlar konuyu gayet iyi bilir; bireyin kendisine zarar verme hakkına sahip olup olmadığı etik açıdan tartışılır. Örneğin intihara teşebbüs etmek suç değildir, ama başkasını öldürmeye teşebbüs etmek suçtur. Bu mantığa göre sigara rahatlıkla içilebilir. Fakat sigara karşıtları bu konuda önemli bir bulguyla yola çıkıyor. Dumanlı ortamlarda bulunanların kanser riski yüzde 30 daha fazla! Demek ki, kamuya açık alanlarda duman yaratılması başkalarına zarar verdiği gerekçesiyle yasaklanabilir.
Öte yandan, sağlık hizmetlerini devletin sağlamak zorunda olduğu bir ülkede sigara içilmesi, neden olduğu hastalıklar dolayısıyla başkalarının vergilerini yükseltir. Bu nedenle sigaranın vergilendirilmesi, böylece sigara içenlerin kendi yarattıkları ek sağlık harcamasını kendilerinin karşılaması gerekir.
Ancak sigara sadece içeni değil, başkalarını da rahatsız ettiğine göre bunun telafisi gerekir. Fakat kansere yakalanmış bir kişinin telafisi yok. Üstelik ne vereceksiniz de tatmin olacak? Bunun parayla tazmini olanaksız. İşte bu nedenle sigaranın yasaklanması gerekir.
Desteklemek gerek
Aslına bakarsanız, zamanla sigaranın satışının da sınırlanması gerekecektir. Yine küçük yaşlardaki kişilerin sigara tiryakisi olmamaları için eğitilmesi, bilinçlendirilmesi gerekir. (Bu arada ben beklerdim ki, sigarayı fırlatarak bırakmak zorunda kalan Sedat Ergin de aksine bir yazı yazsın!)
Bu sütunun okurları bilir ki, sigaraya “her dönemde” kökten karşı olmuşumdur. Sigaranın bilimsel olarak zararlı olduğu kanıtlanmıştır. Sırf bu meret yüzünden ben 25 yaşında iken 60’ına varmadan çok sevdiğim babamı kaybettim.
O günden beri yaşam sanki benim için eksik sürdü. Babam lise çağlarında başladığı sigarayı ölünceye kadar bir türlü bırakamadı. Yüksek vasıflı bir insandı ama iradesi benden zayıfmış... Yaşamı severdi ama bu ölümü göze alacak kadar olmamalıydı.
Türkiye bu kararla çok önemli bir devrimi yaptı. Hükümeti kutluyorum. Öğünmek ve desteklemek gerek.