Neden böyle bir hücum süreci yaşanıyor?Bunun yanıtı oldukça basit. Birincisi, dünyada faizler çok düşük. Özellikle dünyadaki faiz piyasasının ana belirleyicisi olan ABD Merkez Bankası (Federal Reserve) 1999 yılına göre çok daha düşük bir faiz politikası izliyor. Çünkü Amerikan ekonomisi bir türlü durgunluktan çıkamıyor.Bundan dört yıl önce ABDde kısa vadeli faizler bugüne göre 4 puan daha yüksekti. Amerikan Hazinesinin uzun vadeli borçlanma faizi de bugünküne göre çok daha yukarıdaydı. 2000 yılında ABD Hazinesi yüzde 7 ile yüzde 9 arasındaki oranlardan borçlanırken, ilk Türk eurotahvili de yüzde 11.88den talep bulmuştu.Bugün ise durum farklı. Türk Hazinesi artık dolar bazında yüzde 7nin altında (2013 vadeli eurotahvil) bir faizle borçlanabiliyor. Oysa şu anda ABD Hazinesinin 10 yıllık borçlanma tahvillerinin faizi yüzde 4.2. Yani, ABD ile Türkiyenin borçlanma faizi arasındaki fark iyice küçülmüş durumda.Bu gelişmenin temel etmeni ABDde para piyasalarındaki gecelik borçlanma faiz oranının yüzde 1.05e kadar gerilemesi. Yıllık borçlanma oranı bile yüzde 1.5. Bu nedenle hem faizlerin düşük olması, hem de dünyadaki atıl para akımları trendleri sürüklüyor.Elbette Türk ekonomisindeki iyileşme süreci, özellikle de AB konusunda olumlu beklentiler de piyasaları coşturuyor. Üstelik her geçen gün hem enflasyon düşüyor, hem de büyüme sürüyor. İnanılmaz gelişmeler sürüyor. Bütün gelişmekte olan ülkelerde eurotahvillere müthiş bir hücum gözleniyor. Fiyatlar yükseliyor, faizler de sürekli düşüyor. Akıllı hükümetler de böylesi bir ortamdan yararlanarak, yeni eurotahvilleri piyasaya sürüyor. Bu hafta hem Brezilya, hem de Venezuela 2043 vadeli eurotahvil ihraç etti. Böylece hem daha ucuz borçlanmış, hem de borcun vadesini uzatmış oluyorlar. Ancak işler bu denli basit değil. Bu yılın ilk yarısında ABD ekonomisi toparlanamayacak görünüyor. Ama yılın ikinci yarısında canlanma başlarsa ABD Merkez Bankası (Fed) da borçlanma faizini değiştirebilir. Bu durumda tüm gelişmekte olan ülkelerin eurotahvillerine satış gelecektir. Tabii biz de bundan nasibimizi alacağız.Nihayet AB sürecine dikkat edilmeli. Olumlu gelişmeler sürmezse, aşırı şişmiş olan Türk tahvillerinden başka ülkelere geçiş olabilir. hgunes@milliyet.com.tr Riskler de var