Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İki tezin de haklılık tarafları var. Beklentilerin değiştiğinde hemfikiriz. Artık herkes daha karamsar. CNBC-e Tüketici Beklenti Endeksi'nden bu açıkça görülüyor. Ancak bu, beklentilerin yeniden rayına oturmayacağı anlamına gelmez. Beklentiler olumlu hale gelebilir. Ama çok daha büyük çaba gerektirir. Gerçekten Merkez Bankası'nın enflasyon hedefini değiştirmesi normal değildir. Bu, politikasının ruhuna terstir. MB önceden yaptığı tahminlerde riskleri de hesaplar ve bunu hedefin altında veya üstünde tolerans marjları olarak koyar. Örneğin, 2006 enflasyon hedefi yüzde 5'tir ama artı-eksi 2 puanlık marjlar tanınmıştır. Artık Merkez Bankası'nın belirlediği yüzde 5'lik hedefin tutacağına dair güven kalmadı. Acaba Merkez Bankası daha fazla güven kaybetmeden bu hedefi değiştirmeli mi, yoksa sık sık hedef değiştiren konuma girmemek için aynı hedefi (olabildiğince) tutturmaya mı çalışsa? Şimdi anlaşılıyor ki, bu 2 puanlık risk marj (bizim daha önce eleştirdiğimizin aksine) dar gelmektedir. Şu anda tahminler yıl sonu enflasyonunun yüzde 7'nin de üzerinde gerçekleşeceği yönündedir. O zaman ya hedef değişecektir, ya da beklentiler. Ya da her ikisi. Beklentiler nasıl değişecek? Siyasal alanda beklentilerin daha olumlu bir noktaya gitmesinin göstergesi yok. AB süreci engebeli bir yola girdi. İran tepişmesi kapımızda. Hükümet de cumhurbaşkanlığı gerginliğini aşmaya niyetli değil.Ekonomik alanda ise Merkez Bankası henüz kendini piyasalara gösterebilmiş değil. Herkes gibi o da sıcak paraya teslim olmuş görünüyor. Uluslararası volatilite durulmadan müdahale edemeyeceği izlenimini vermesi de bunun açık göstergesi. Yüzde 5 gibi bir hedefin çok şaşılacağı ortada. Değiştirmeden devam edilirse, ortaya iki olasılık çıkacak. Ya MB çok sıkı bir para politikası izleyerek hedefin çok aşılmamasına çalışacak, ya da o denli sıkı para politikası izlemezse, hedef çok şaşacağı için kredibilite yitirecek ve 2007 stratejisini sıkıntıya sokacak. Aynı kalamaz, ama... Ancak hedefi değiştirmek de kolay değil. Çünkü 2007 başında, piyasa ya da ekonomik taraflar MB'nin belirlediği bu hedefin kesinlik taşımadığı kanısında olacak. O zaman da 2007 stratejisi büyük güçlük taşıyacak. Biz işlerin de bu şekliyle gitmeyeceği kanısındayız. Bu nedenle MB'nin ilk toplantısında, tolerans marjını 2'den 3'e çıkararak, ancak kur ve faiz politikasını da etkin biçimde kullanarak yeni hedef bandına yaklaşmaya çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Diğer bir deyimle, nokta hedef değişmemeli, doğru. Ama aynı hedefler de sürdürülemeyeceğinden aralık açılmalıdır.Faizlerin elbette uzun vadede aşırı artması gerekmez. Çünkü 2006 yılının ikinci yarısında oluşacak durgunluk zaten fiyatlara büyük bir gem vuracaktır. Bununla beraber, dün de belirttiğimiz gibi, beklentilerin hızla yön değiştirdiği bir ortamda sürgit TL'nin değer kaybetmesi arzu edilemez. Döviz kuru gerçekten değerliydi ve TL'nin bu haliyle reel ekonomi zarar görüyordu. Ama kur ayarlamasının tek seferde, çok hızlı ve bu düzeyde olması elbette beklentileri çarpıttı. Bunun normalleşmesi için daha pro-aktif bir MB'nin olması zorunlu. Hükümetin ise, beklentileri olumlu hale getirmek için, daha doyurucu stratejilere girmesi gerekiyor. Özellikle uzlaşma alanında. hgunes@milliyet.com.tr Uzlaşmacı hükümet