Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyada işgücünün çalışma öncesi çalıştığı sürenin dörtte biri kadar eğitim aldığı biliniyor. Yani, eğer 10 yıl eğitim aldıysanız, 40 yıl çalışıp emekli olabilirsiniz. 7 yaşında okula gidip 17 yaşında ortaöğrenimi bitirerek çalışmaya başlanabilir ve 57 yaşında emekli olunabilir. Ancak Türkiye'de işgücünün ortalama eğitim süresi çok düşük. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, bu süre hızla artsa da dünya ortalamasının çok gerisinde. Bunun hızla yukarı çekilmesi şart. Çünkü yoğun biçimde marka ihracatından bahsediliyor. Oysa işgücünün bu denli niteliksiz olduğu bir ülkede ne marka tasarımı, ne yaratma, ne de buna dayalı üretim olabilir.Türkiye'nin eğitime önem vermediği rakamlardan belli oluyor. Çoğu ülke milli gelirinden eğitime daha fazla pay ayrılıyor. Bunun özel kesimden kaynaklanan harcamalarla sağlandığı da sanılmamalı. Örneğin, özel kesimin gayet ağırlıklı olduğu Kore'de bile kamunun milli gelirden eğitime ayırdığı pay Türkiye'nin toplam eğitime ayırdığından fazla. Hatta Yunanistan örneğinde bile aynı durum geçerli. Öğretmene verilen önemi de vurgulamakta yarar var. Türkiye'deki öğretmenlerin Hindistan veya Malezya'dakilerden daha az ücret aldığını biliyor muydunuz? On binlerce köyde öğretmenlik yapanlar geçinmekte zorluk çekerse toplum nasıl eğitilecek? TÜSİAD'ın geçenlerde yayımladığı eğitim raporu son derece önemli. Çünkü bugün yaşadıklarımızın ardında sürdürülebilir büyüme yapısına sahip olmamamız var. Sürdürülebilir büyüme de bilgi ve eğitimin üretimin içinde olmasını gerektiriyor. Oysa ülkemizde emek niteliksiz ve eğitime de yeterince önem verilmiyor. Ülkemizde eğitim göstergeleri olumsuz olunca, verimlilik artışı da sağlanamıyor. Sağlıklı büyüme yapısı oluşmuyor. Şeref Saygılı ve Cengiz Cihan tarafından ele alınan TÜSİAD raporu şöyle tamamlanıyor: Sürdürülebilir büyümenin dinamiğini verimlilik artışı oluşturmakta, verimlilik artışı ise bilgiye, teknolojiye ve üretime yatırım yapanların ödüllendirildiği bir sistemin oluşturulmasını gerektirmektedir. Bireyler bazında, bilgi ve beceriyi esas alan istihdam, terfi ve ücret politikası; firmalar bazında ele alındığında, bilgiye yatırım yapanları ödüllendiren ekonomik ve sosyal ortam; ülke düzeyinde ele alındığında ise yeniliklere açık, yaratıcı ve takım çalışmasına yatkın bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme ve kalkınma evresinde hayati önem taşımaktadır. Verimlilik için eğitim hgunes@milliyet.com.tr