Dünya ekonomisinin 2006 yılında yüzde 5'in üzerinde büyüyeceği düşünülüyor. 2007 yılında bunun yüzde 5'in altına ineceği sanılıyor. Dünya ticareti ise dolar bazında 2006 yılında yüzde 9.3 büyümüştü. Bu yıl ise bunun yüzde 8'in altında kalacağı sanılıyor. Çünkü dünya ticareti geçen yıl petrol ve emtea fiyatlarının artmasıyla ve doların düşmesiyle, dolar bazında bu denli artmıştı. Bu yıl hem petrol, hem de diğer emtea piyasalarında o denli fiyat artışları beklenmiyor. Yaşlı ve gelişmiş ülkelerin 2007 yılında çok hızlı büyümeyeceği öngörülüyor. Buna rağmen dünya ekonomisinin yüzde 4'ün üzerinde büyüyeceği düşünülüyor. O zaman bunu geriye kalan ülkeler gerçekleştirecek. Ancak çok fakir ülkelerde hâlâ bir kalkınma emaresi yok. Dünya ekonomisinin dinamizmini hâlâ gelişmekte olan ülkeler sağlıyor. Çin geçen yıl yüzde 9.8 büyümüştü. Kaç yıldır artık bir sona yahut doyuma gelineceği sanılıyor. Çin'in bu yıl da benzer bir büyüme performansı göstereceği, ciddi ölçüde hammadde talebini sürdüreceği, yarattığı cari fazlanın da önemli bir kısmını dolar dışı varlıklara yatıracağı biliniyor. Ancak Çin'in ekonomik büyüklüğü konusunda abartılı bir noktaya gelmemeliyiz. ABD ekonomisinin büyüklüğü 14 trilyon dolar, Çin ise 3 trilyon. Çin hâlâ dünyanın temel lokomotifi değil. Belki bölgede diğer yükselen ülkeler ve Japonya ile birlikte olabilir. Japonya'nın milli geliri (satın alma gücünü dikkate almaksızın) 5.3 trilyon dolar; yani dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Fakat büyüme hızı düşük: yüzde 2. Fakat Japonlar buna da şükrediyorlar, çünkü on yıldır deflasyon ve durgunluk yaşandı. Hatta bu nedenle ortaya çıkan yüzde 1.3'lük enflasyondan bile memnunlar. Rusya, Brezilya, Endonezya, Hindistan, G. Kore, Meksika, Venezuela, Arjantin, Güney Afrika ve Türkiye en bilinen yükselen piyasalar. Rusya hariç bu ülkelerin milli gelirlerinin toplamı 5.2 trilyon dolar ediyor. Yani ancak bir Japon ekonomisi ediyor. Rusya'nın ise milli geliri 1.1 trilyon dolar. Rusya'nın 2007 yılında yüzde 6'ya yakın büyümesi bekleniyor. Diğer yükselen ülkelerin ise daha yavaş büyüyeceği sanılıyor. Brezilya yüzde 3, G. Kore yüzde 4, G. Afrika ekonomisinin ise yüzde 5 büyümesi bekleniyor. Öte yandan, Arjantin ekonomisinin yüzde 6, Endonezya ekonomisinin yüzde 6 ve Hindistan ekonomisinin de yüzde 7 büyümesi bekleniyor.Kısacası, ABD ekonomisi ne kadar büyük olursa olsun, Çin ve diğer yükselen ülkeler dünyadaki ekonomik büyümeyi sağlayan temel dinamikler haline gelmiş durumda. Küresel büyümenin yeni motoru? Petrol üreten Ortadoğu ülkelerine gelince.. Bunlar genellikle yüzde 4-5 arasında büyüyor. Tabii petrol fiyatlarının hızla yükseldiği bu gibi dönemlerde artan gelirlere bağlı olarak yatırımlar da yükseliyor. Bu ilk aşamada uluslararası fon akışı sağlasa da, etkisi abartılmamalı. İran ve Suudi Arabistan ekonomilerinin büyüklüğü 620 milyar dolar ediyor. Türkiye'nin bile 400 milyar dolara yakın milli geliri var. 2007 yılında dünyada yeni bir petrol fiyatı artışı beklenmiyor.ABD'de faiz düşüşleri gündeme geldikçe dolar düşecek, petrol fiyatları da aynı düzeyde kalınca küresel piyasalarda yükselen ülkeler yine öne çıkacaktır. 2007 yılında (Japonya'da düşük faiz dönemi bitmesine rağmen) uluslararası likiditenin daralmasından çok yine bolluğundan bahsetmeye başlayacağız gibi görünüyor. Kısacası, 2007 yılında yeni dünya bu yıl da dinamizmini koruyacak görünüyor. hgunes@milliyet.com.tr Piyasaların durumu