Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce bir makaleyle yola çıkalım. Yazılış tarihi 2001. Yazarlar İlan Goldfajn ve Gino Olivares. Yayımlayan UNCTAD (BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı). Can Flexible Exchange Rates Still "Work" in Financially Open Economies? Yani "Mali sistemleri açık ekonomilerde esnek kur sistemi çalışabilir mi?" Salı günü öğlen dolar kuru 1.60 YTL düzeyindeydi. Parite de 1.254 düzeyinde. Çarşamba parite 1.26 düzeyini aşarken, dolar da 1.67 düzeyine geliverdi. Bu, yüzde 5'e yakın değer kaybı demek. Kimileri bunu global hareketlerden kaynaklandığı için önemsiz görürken, kimileri de ihracatta rekabet gücü sağlayacağını düşünüyor. Ancak bu denli dolarize bir ülkede ulusal para bir ayda yüzde 30'a yakın değer kaybediyorsa, buna kayıtsız kalınamaz. Artık aklımızı başımıza almakta yarar var! Bu çalışma temel olarak kurdaki değişimlerin (27'si gelişmekte olan) 46 ülkedeki şirket bilançolarına ve enflasyona etkisini inceliyor. Sonuçlar şöyle: Esnek kur sisteminin iyi bir tampon olması iki etmene bağlı. Biri, sermaye piyasalarıyla entegrasyon derecesi. İkincisi de, dış finansmanın kalitesi. Mali sistemleri açık ülkelerde dış açığın finansmanı oynak olan türdeki sermayeye bağlıysa esnek kur sistemi başarılı olamıyor. Ve bu durumda makroekonomik politikaların saygınlığı kalmıyor, uygulamak zorlaşıyor. Bu şu demek: Dış açığı sıcak parayla finanse ediyorsanız, esnek kur sistemi çalışmaz. Üstelik diğer makroekonomik politikaları yürütmek de zorlaşır. Hele tamamıyla saygınlık etmenine dayanan enflasyon hedeflemesi gibi politikalar tümüyle çökebilir. Makale 2001 yılında yazılmış. Kaldı ki, uluslararası likidite, gelişmekte olan ülkeleri asıl daha sonra esir almış. Buna rağmen, sonuçlar sanki olacakları önceden uyarmış. Sıcak paranın varlığında esnek kur sisteminin uygulanmasının tek yolu Merkez Bankası'nın bu parayı tamamıyla sistem dışına çekmesine bağlı. Oysa bizim MB 2004 yılında piyasadan çekmesi gereken parayı çekmedi. Bu işin çekiliş tarafı.Şimdi şu söylenebilir: "2004 yılında eksik bıraktığımız döviz alımını yabancılar gerçekleştiriyor. Eksikten daha az çıkıyor; sorun yok." İyi güzel de 2004 yılından bu yana tam 2 yıl geçti. Hastalığın başında alınacak ilaçla ilerisinde alınacak ilaç aynı olmaz ki. Üstelik ortaya bir enflasyon hedefi konuldu. Bu nasıl tutacak? Esnek kur sistemi Sıcak paranın TL'ye değer kazandırmaması görüşünü dile getirenler var. Biz de aynı görüşteyiz. Ancak, bu mantığa göre, sıcak para çıkışının da ortalığı dağıtmaması için MB'nin piyasaya döviz vermesi gerekmez mi? Tekrarla meslektaşlarımıza soralım: Sıcak para kuru etkilemeli mi? Yanıtınız hayırsa, bu simetrik olmalıdır. Şu anda çıkan sıcak para çok yüksek değil. Fakat ortalık panayıra döndü. Herkes cambaz gibi piyasalarda oynuyor. Merkez Bankası'nın ise son günlerde ürkekliği ya da tutukluğu kendisine duyulan güveni sarsıyor. Ya madara olmaktan tedirgin, ya da hükümetten baskı gelecek diye çekiniyor. Ama cesaret gerek. Yoksa bir süre sonra enflasyon hedeflemesi programını tümüyle rafa kaldıracak. hgunes@milliyet.com.tr MB müdahalesi şart