Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son haftalarda euro/dolar paritesi 1.35e dayandı. Böylece son üç yılda dolar euroya karşı yüzde 35, yene karşı da yüzde 24 değer kaybetti. Bu inanılmaz değişim gerçekten herkesi şaşırtıyor. Geçen hafta The Economist dergisinin de sorguladığı gibi acaba dolar bir ulusal rezerv olmaktan mı çıkıyor? İşte bu soru işin en kritik tarafı. Gerçekten euro diğer konvertibl paralar karşısında değer kazanmıyor. Yani euro kullanan ülkelerin dış ticaretini etkileyen bir değişim söz konusu değil. Asıl değişim dolarda. Dolar düşüyor. Ve tüm diğer para birimlerine karşı değer yitiriyor. Euro yükseliyor mu? Elbette temel sorun, ABDdeki inanılmaz dış ticaret açıkları. ABD ekonomisi yılda 500 milyar dolardan fazla dış ticaret açığı veriyor. Hatta tahminlere göre 2006 yılında cari işlemler açığı 825 milyar doları bulacak. Bu da ABD milli gelirinin yüzde 6.4ü ediyor. Bunun finansmanı için ciddi bir sermaye girişi gerek. Ancak ABDde 11 Eylül sonrası faizler hayli düşük hale geldiği için bu kaynak sağlanamıyor ve dolardaki değer kaybı sürüyor. Yani artık istenildiği kadar ne sıcak ne de soğuk para Amerikaya giriyor. Unutmayalım, dünyada 11 trilyon dolarlık ABD borç senedi stoku var. Dolardaki düşüş bir panik yaratırsa dünyada çok büyük bir kriz oluşabilir.O zaman neden paritede sık sık dalgalanmalar meydana geliyor?Gerçekten seçimlerden önce dolar bir miktar nefes almış ve yeniden değerlenme sürecine girmişti. Ama bu uzun sürmedi. Çünkü seçim sonuçları Iraktaki sert politikanın ve askeri harcamaların artacağı işaretini verdi. Bushun yeniden seçilmesi açıkçası dolara yaramadı. Doların düşüşünün ardındaki neden ne? Açıkçası, rahatsız olan iki kesim var. Biri, ABDye ihracat yapan Avrupalılar. Düşük bir dolar onları sıkıntıya sokuyor. İkincisi de, ABDdeki hazine ve bazı yatırım kuruluşları. Çünkü dolar bu denli kredibilite kaybederse, ABD Hazinesi borçlanmakta zorlanabilir. Doların bu düşüşünden kimler rahatsız? Elbette. Ancak bunun için üç gelişmenin olması gerekiyor; birincisi gevşek para politikasının sona ermesi gerek. Yani faizler tekrar yükselmeli. İkincisi ve daha önemlisi artık ciddi bir mali disipline kavuşması gerek. Şu andaki aşırı borçlanmaya dayalı bütçe politikasıyla doları toparlamak mümkün değil. Nihayet, tüketime dayalı ekonomiden çıkarak tasarruflar da geliştirilirse dolara destek olunacaktır. Dolar tekrar toparlanabilir mi? hgunes@milliyet.com.tr