Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

2000 yılında kriz öncesinde toplam dış borç 118 milyar dolardı. Krizle beraber dış borçlanma yapılamadı ve ödemelerle 2001 yılında borç 114 milyar doların altına indi. 2002 yılında ise yapının birdenbire değiştiği gözleniyor. Özellikle uluslararası kuruluşlardan elde edilen mali destekle borç yüzde 15 oranında arttı. 2003 yılında bu artışın durmadığı ve yüzde 12 oranında arttığı gözleniyor.2001 yılında kısa vadeli borçlar yüzde 42 oranında azalmıştı. Özellikle IMFden gelen parayla, uzun vadeli borçlar yüzde 8 oranında arttı. Ertesi yıl uzun vadeli borçlar yine büyümeye devam etti (yüzde 18). Kısa vadeli borçlar ise hiç artmadı. Ancak 2003 yılında kısa vadeli dış borçlar, birdenbire, yüzde 40 oranında arttı. Uzun vadeli borçlar de artmayı (yüzde 8) sürdürdü. Böylece, 2003 yılında dış borçlarımız yeniden hızla artmaya başladı. 2004 yılının ilk çeyreğinde ise dış borçlar bir miktar azalma gösterse de, yıl sonunda yine net bir artış ortaya çıkacak görünüyor.2000 yılında toplam dış borcun yüzde 24ü kısa vadeliydi. Bugün ise yüzde 16sı. Bu, işin olumlu yanı. Ancak 2000 yılına göre borcun çok daha büyüdüğü unutulmamalı. Gerçi oranlara bakıldığında durum biraz daha olumlu görünüyor. Mesela dış borcun milli gelire oranı 2000 yılında yüzde 59du, krizde yüzde 79a kadar çıkmıştı, bugün ise yüzde 56.Öte yandan, Merkez Bankasındaki net döviz rezervlerinin dış borca oranı 2000 yılında yüzde 20 kadardı. Krizde yüzde 17ye düştü. Şimdi yüzde 23.5. Net rezervlerin kısa vadeli dış borçlara oranı ise kriz öncesi yüzde 82yken, 2001de yüzde 121e çıktı. Hatta 2002de yüzde 171 oldu. Ama şu anda yüzde 144. Yani gerek IMFnin borcuyla, gerek MBnin döviz alım ihaleleriyle rezervler takviye edildi. Öte yandan kısa vadeli borçlar ödenerek borç bileşimi değişti.Özetle, krizden bu yana dış borçlar artıyor. Gerek kamu, gerekse özel kesim buna katkıda bulunuyor. (Tabii bir de eurodaki yükseliş.) Üstelik bu artış daha çok kısa vadeli. Önlem almak için ise, önce cari işlemler açığını azaltmak, sonra maliye politikasındaki disiplini sürdürmek, nihayet para politikasını da gevşetmek gerekiyor. Toplam kamu borcunun ve özellikle iç borcun hızla arttığı ortada. Borç dinamiği milli gelirin büyümesi nedeniyle düzelme gösterse de, reel faizler çok yüksek olduğu için dış borçlanma da hızla büyüyor. Yani her tür borç hızla büyüyor! hgunes@milliyet.com.tr