Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çin, 2003te 8.2 milyar dolarlık kumaş, 4 milyar dolarlık iplik, 1 milyar dolarlık da konfeksiyon ithalatı yapmış. Toplam tekstil ithalatı ise 15 milyar dolarmış. Yani neredeyse bizim tekstil ihracatımızın toplamı kadar. Halen Türkiyenin 38 ilinden irili ufaklı 607 şirket Çine ihracat yapıyormuş. Malların yüzde 20sini de tekstil ürünleri oluşturuyormuş.Çinle aşık atabilir miyiz? Zor. Öncelikle Çini anlamak gerekiyor. Dünyanın bu en büyük nüfuslu ülkesi zengin değildi. Aksine hayli yoksuldu. İnsanlar açlık çekince toplumsal tepki de sert oldu ve Maoyla beraber rejim değişti. Çin böylece azınlığın ihtişamından ve emperyalist ülkelerin boyunduruğundan kurtuldu. Herkes bir avuç pirinç bulabilir hale geldi. Kimsenin arabası olmadı, ama herkesin bisikleti oldu. Ama o kadar. Bir türlü o bir avuç pirinç beş olamadı. Komünist ve kapalı bir sistemle Çin ekonomisi büyüyemedi. Şimdi 1978den bu yana ise Deng Xiaopingle Çin dünyaya açılıyor, yani koca dev uyanıyor.Dünya dengeleri son elli yılda Çinin uyuyacağını varsayıyordu. O dönemde ABD ve Rusya iki önemli siyasi güçtü. Avrupa ve Japonya da diğer ekonomik güçlerdi. Şimdi Çin koşar adımlarla gelişince dünya dengeleri de değişiyor. 1978den bu yana milli gelirinin yüzde 40ını yatırıma ayıran Çinde milli gelir yediye katlandı ve 400 milyon insan da açlıktan kurtuldu. Bu tempo dünyada petrol ve demir - çelik fiyatlarının da katlanmasına neden oldu.Çin milli geliri sürekli yüzde 10a yakın, sanayi üretimi ise daha hızlı; neredeyse yüzde 15-16 büyüyor. İç talepteki canlılık nedeniyle enflasyon yüzde 1den 5e çıksa da yerel para birimi oldukça durağan. Buna rağmen Çinde dış ticaret ilk 9 ayda 21 milyar dolar fazlalık verdi. Yıl sonunda 24-25 milyar dolara ulaşabilir. Cari işlemler ise faktör gelirleriyle çok daha fazla; mesela 2003 yılında 46 milyar dolardı. İşte bu nedenle çok satan, ama az satın alan Çinin bu yapısının değişmesi için uluslararası kuruluşlar revalüasyon yönünde bastırıyor.Çin ise buna dirençli. Asya krizi sonrası bölge ülkeleri devalüasyona gidince Çin de aynı politikaya zorlanmış ama direnmişti. Sıkıntı belli; son yıllarda dünyanın tüm dev ekonomileri Çinin istilasına uğramış durumda. Aşağıdaki tabloda da bu açıkça gözleniyor. Tüm devlerin ithalatı içinde Çinin payı hızla yükseliyor.Çin 2005 yılında Dünya Ticaret Örgütüne girecek. Böylece her türlü gümrük engelinden kurtulacak. Eğer kurda da bir değişiklik olmazsa, seyredin herkesin ödemeler dengesinde açılacak gedikleri. Daha şimdiden Türkiye Çinden yedi ayda 2.3 milyar dolarlık ithalat yapıyor ve ancak 250 milyon dolar ihracat yapabiliyor. Çinin toplam ihracatı 438 milyar dolar, ithalatı ise 413 milyar dolar. Yani daha şimdiden toplam ithalatımızın yüzde 4.5ini Çin sağlıyor. Uyanan dev Çin göz ardı edilmemeli. Dün basında bir haber vardı. Şanghayda düzenlenen tekstil fuarında Çin Tekstil Konseyi Başkan Yardımcısı Xu Kun Yuan Türk işadamlarına "Gelin ortaklık yapalım" demiş. Bizimkiler de mutlulukla karşılamışlar. 1960 1970 1980 1990 2000 2002Japonya 0.5 1.4 3.1 5.1 14.5 18.3ABD — — 0.5 3.2 8.6 11.1Avrupa 0.8 0.6 0.7 2.0 6.2 7.5 hgunes@milliyet.com.tr Toplam ithalat içinde Çinin payı (%)