Önce bazı verileri ortaya koyalım: Yapı kullanma izin belgesi (iskân belgesi diye biliniyor) açısından bakıldığında 2004 yılında gerek bina sayısı, gerek yüzölçümü bakımından inşaat sektöründeki büyüme yüzde 3 civarındaydı. Bu pek yüksek bir performans sayılmasa da, yapı ruhsatı alan, yani inşaata başlama açısından bakıldığında 2004 yılındaki sektör büyümesi yüzde 50'leri aşıyordu. Yani daha geçen yıl bir büyük patlamanın yaşanacağı açık biçimde görünüyordu. Diğer bir deyimle, 2004 yılı inşaat kesimindeki büyümenin başlangıcı sayılabilir.Konuya yapı ruhsatı açısından bakarsak, gerek 2004'te, gerek 2005'te sektörün birdenbire çok hızlı geliştiği görülür. Özellikle, 2004 yılında inşaat sektöründeki yüzde 50'yi aşan büyüme belki de 2004 yılının en önemli gelişmesi sayılabilir. Aynı yılın 2'nci ve 3'üncü çeyreklerindeki yatırım hacmindeki büyüme de reel olarak yüzde 50'yi aşıyordu. Ve bu iki gelişme elbette yakından ilintiliydi. Çünkü yatırımlar ya bina, ya da makine-teçhizata olabilir. Her ikisinin de gerçekleştiği anlaşılıyor.Öte yandan, 2004 ve 2005 yıllarını karşılaştırdığımızda, yapı ruhsatı açısından 2005 yılında büyümenin bir miktar düştüğü gözleniyor. Gerçi yüzde 43-44'lük büyümeler az değil. Fakat sürekli inşaat kesimine dayanarak büyüme beklemenin doğru olmayacağı kanısındayız. 2006'da ne olacak? Mortgage yasasının çıkması, faizlerdeki düşüşün sürmesi ve enflasyondaki istikrarın kalıcılığıyla inşaat sektörü daha da mesafe alabilir. Ancak unutmayalım, inşaat sektörü sadece konuttan oluşmuyor. Bunun yanı sıra, altyapı ve sınai yatırımlar var. Dolayısıyla, bu alt sektörlerdeki gelişmeler de önemli. Gerek kamu kesiminde, gerekse özel kesimdeki yatırım eğilimi inşaat sektörünü canlandırmış görünüyor. İnşaat sektöründeki bu canlanmanın 2005 yılı büyüme performansının ardındaki en önemli etmen olduğu bu hafta açıklanan verilerde görüldü. 2005 yılında kamu kesimindeki altyapı ve sosyal tesis yatırımlarının hızlandığını gözlüyoruz. Bütçede faiz yükü düştükçe hükümet de yatırımları hızlandırıyor. Bu da inşaat sektörünün işine geliyor. Öte yandan, 2006 yılında özel kesim yatırımlarının yavaş da olsa yükseleceği tahmin edilebilir. Özetle, inşaat sektörü 1999 yılından bu yana (2000 yılı hariç) sürekli daralma yaşarken son iki yıldır ciddi bir canlanma göstermeye başladı. Bu da birçok bakımdan olumlu. Sosyal bakımdan, istihdama yararı var. Diğer yandan da, inşaat sektörü diğer sektörleri çekerek büyümeyi sürüklüyor. Ayrıca konutsuz aileler konuta kavuşmuş oluyor. Faiz yükü düştükçe... hgunes@milliyet.com.tr