Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oysa çocuklara yetişirken çok çalışmadan başarılı olunamayacağı söylenir. Çalışkan olup da hayatta aç kalan insan elbette azdır. Tembel insan ise ya aç kalır ya da kendi dışında birikim yapmış bir başkasının servetini yer. İşin doğru analojisi ise, aynı fırsata sahip olup daha fazla çalışan birinin diğerine göre daha fazla kazandığıdır. Az çalışıp zengin olmak elbette mümkündür. Kumarla, piyangoyla, yani risk alarak ya da özel bir icatla para kazanabilirsiniz. Ama bunlar çok nadir olaylardır. Çok çalışmak da zenginlik sağlamaz. Her çok çalışan zengin olsaydı hamalların kimisi fabrikatör olurdu. Kuşkusuz çok çalışan hamal çalışmayana göre daha çok kazanır. Sanayiciler arasında da daha çok çalışan fazla kazanır. Ülkemiz uyanık insanlarla doludur. Aslında birçok Akdeniz ülkesinde böylesi gözü açık insanlar vardır. Bunlar kısa yoldan köşeyi dönmek isterler. Gerçekten bu mümkündür de. Sosyal hareketliliğin çok yüksek olduğu toplumlarda biri çıkıp birdenbire inanılmaz bir servet edinebilir. Geçen yaz başında Peter Kuhn ve Fernando Lozano adlı iki araştırmacının hazırladığı ve ABD'nin resmi araştırma kuruluşu NBER tarafından yayımlanan bir rapora göre, 1900'lü yılların başından 1970'li yıllara dek Amerika'da çalışma saatleri düşmüş, ancak sonra hızla artmış. Özellikle 1970'li yıllarda haftada 50 saatten fazla çalışanların sayısında artış gözlenmeye başlamış. Örneğin, 25-64 yaş arası haftada 50 saatten fazla çalışan oranı 1980'de yüzde 14.7 iken 2001'de bu oran yüzde 18.5 olmuş. Yani kimileri yan gelip ayağını uzatırken, didinerek para kazanmaya çalışanların sayısı artmış. İlginçtir, bu gelişme özellikle eğitimli, yüksek gelirli ve orta yaş grubundaki erkekler arasında yaşanmış. 50 saatten fazla çalışan bu tür erkek oranı bu dönemde yüzde 22'den yüzde 31'e çıkmış. Yüksek ücretli kesimin ABD'de neden giderek daha fazla çalışma gereği duyduğu gerçekten merak uyandırıcı. Raporun ilk saptaması bu erkeklerin işlerini kaybetmemek için daha başarılı olunması gerektiğinin bilincinde olmaları. Mesela, ilginçtir, okuldan atılanların işten ayrılma oranları çok yüksek çıkıyormuş. Amerika'da erkekler ABD'de 40 saatten fazla çalışılınca genellikle fazla mesai alınıyor. Ancak erkeklerin daha fazla çalışması yalnızca mesaiyle açıklanamaz. Bu tür erkekler ya terfi etmekte ya da yıl sonu primleri artmakta. Kaldı ki, bu aynı zamanda farklı bir kurumda daha iyi koşullarda iş bulmayı da sağlamakta. Çünkü bu tür bir performans şirket duvarlarını aşmakta.Üstelik daha çok çalışanın hem yetenekleri gelişmekte, hem de çevresi. 1983-85 döneminde 40 saatten fazla çalışanların ücretleri yüzde 1.2 artarken, bu 2000-02 döneminde yüzde 2 olmuş. Yüksek gelir gruplarında ise bu yüzde 10'u aşmış.Anlaşılan, ABD'de hırslı bir yüksek gelirli, iyi eğitilmiş erkek grubu var. Hani şu yuppie dediğimiz grup. Peki, neden bu kadar para hırsına kapılıyorlar? Çocukların mı maliyetleri artıyor, karıları mı çok para harcıyor? Bize kalırsa bunun yanıtı kolay değil. Herhalde itibar ya da daha yüksek refah arayışının yanı sıra bir de kişilik yapısı rol oynuyor. hgunes@milliyet.com.tr Ne kadar ekmek o kadar köfte!