Aslında tarımın en büyük sorunu verimsizlik. Tarımda girdi başına alınan verim uluslararası düzeye göre hala çok düşük. Bu konuda herhangi bir gelişme olmayınca sürekli belli bir nüfus tarımdan koparak kentlere göçüyor.Elbette tarımda çalışan aşırı nüfusun azalması kaçınılmaz. Üstelik olumlu da. Ancak bu göçün tarımdaki verimsizlikten çok, sanayideki gelirlerin daha yüksek olmasından kaynaklanması gerekiyor. (Kalkınma ekonomisinde Arthur Lewisi okuyanlar bunu bilir.) Bütün dünyada da böyle olmuştur. Böylece fakirleşme sonucu değil, daha yüksek bir refah elde etme beklentisiyle göçün gerçekleşmesi gerek.Oysa ülkemizde göç tarımdaki fakirleşmeden kaynaklanıyor. Bırakın verim artışını, tarımda ciddi biçimde üretim düşüşü yaşanıyor. Üstelik bu düşüş maliyetler hızla yukarı doğru giderken, ürün fiyatları düşerken oluşuyor.Kuşkusuz ürün fiyatlarının düşmesi mutlaka olumsuzluk alameti değildir. Mesela aynı zamanda girdi maliyetleri de düşüyor, ya da üretim ciddi biçimde artıyorsa bu durum sevindiricidir. Ancak hem üretimin düşmesi hem de girdi maliyetlerinin yukarı gitmesi tarımdaki durumun vahametini göstermekte.Fındıkta da durum iyi sanılmasın. Mahsul çok düşük olduğundan bu fiyat verildi. Üzüm, soğan, patates ve elmadaki fiyatlar ise üreticiyi mahvetmiş durumda.Hayvancılıkta da durum farklı değil. Koyun ve sığır eti geçen yıla göre daha ucuz. Eh, halkımız daha ucuz et yiyebilecek sanmayın. Perakende de durum farklı. Üretici ise kan ağlıyor. Çünkü yem fiyatları yüzde 36 artmış.Yandaki Ziraat Odaları Birliği ve AGROGAPtan alınmış verilerin doğru olduğuna inanıyoruz. Ve hükümetin yetkililerine (başta Başbakana) soruyoruz: Çiftçiye son iki yıldır iyilik yaptığınıza inanıyor musunuz? İnanıyorsanız Allah taksiratınızı affetsin! hgunes@milliyet.com.tr Geçen hafta "Çiftçi babası Tayyip" başlıklı yazımızdan sonra e - postamız doldu taştı. Meğer ne kadar dertli varmış! Kimisi rakamlar veriyor, kimi de durumunu aktarıyor. Ziraat Odaları Birliği Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar da bir mektup yollamış. Bayraktara göre durum çok daha vahim.