Bu duruma nasıl gelindiği açık. Partide fikirler, politikalar tartışılamaz ve siyasal çözümler ortaya çıkarılamazsa, partinin performansı düşer. Bu durumda parti içi demokrasi varsa, yönetim değişir ve tekrar yola konulur. Ancak parti içinde demokrasi yoksa, kavga, hizipler ve çözümsüzlük egemen olur. Bir yandan, yönetim başarısızlığı örtmek için baskı uygular, diğer yandan da isyankar tepkiler çizgiyi aşar. CHPde gözlenen de bu.CHP bu durumu aşabilecek mi? Öncelikle sorunu doğru belirlemek gerek. CHPde yaşanan sorunları birçokları yönetime ve liderliğe bağlıyor. Oysa bu yetersiz bir algılama. Bazıları sorunu örgütte ve tüzükte buluyor. Bu da doğru, ama yine yetersiz. Çünkü CHPnin asıl sorunu, bir kimlik bunalımı. CHP son yirmi yılda çok lider değiştirdi ama sonuç değişmedi. Demek ki, bu partinin başka bir sorunu var. O da giderek sağa kayması ve bir devlet partisi haline gelmesi. CHP şimdi apartman dairelerine sıkıştı. Gecekonduları adeta terk etti. Oysa CHP 1970li yıllarda yoksulluk ve baskı üreten bu düzene karşı başkaldırının partisi olduğumuzu göstermişti...Ülkemizde CHPye her zamankinden fazla gereksinim var. Toplumsal adaletsizlik ve işsizlik had safhaya ulaştı. Çiftçi yanlış bir umutla bu iktidara destek verdiğinin artık farkında. Çünkü maliyetleri yükselirken, ürünün fiyatı düşerek, yoksullaşma süreci hızlandı. Asgari ücretliye enflasyonun sadece iki puan üstünde zam yaparak bu hükümet dar gelirliye bakışını gösterdi. Hiçbir ekonomik politikası olmayan IMFye tamamıyla teslim olmuş bu hükümet, dış politikada da küresel hegemonyaya tam bir bağımlılık sergiliyor...Unutulmamalı ki, halk iktidarın yanlışlarını anlatanlara değil, düzeltme umudu verenlere oy verir. Oysa CHP sadece yanlışları halka şikayet ediyor ve seçmen üzerinde değişim umudu yaratamıyor.Ülkemizde de müthiş bir değişim talebi gözleniyor. Eğitimde fırsat eşitliği, sağlıkta çağdaş bir kamusal hizmet alma ile sosyal güvenlikte yaygın bir sistem talebi var. Öte yandan, yurttaşlarımızın kimisi farklı kültürlerden geliyor. Ve bu farklılıkları korumak, ifade etmek istiyorlar. Bu da önemli bir zenginlik. Zaten çağdaş sosyal demokrasi, bu kültürel farklılıkları korurken, sosyoekonomik farklılıkları ortadan kaldırmanın siyasetidir.CHP, Avrupa Birliğinin sosyal demokrat bir proje olduğunu artık kabul etmek zorunda. Üstelik hem halkımız bunu istiyor, hem de Türkiyeyi ABye onurlu ve adil koşullarda sokabilecek tek parti CHP.Sonuç ne olacak? CHPde yaşanan krizler sonunda bir biçimde aşılacak. 81 yıllık parti bir kargaşayla çökecek değil ya! hgunes@milliyet.com.tr Siyasal gündem yine CHP üzerine oturdu. Yanlış anlaşılmasın. CHP yeni bir fikir ya da yeni bir toplumsal çözüm ortaya atmadı. CHP yine fikirsiz, eksensiz bir kişisel kavga içine girdi. Ancak bu kez CHPde öteden beri gözlenenden daha vahim bir tablo gözleniyor. Taraflar birbirlerini yolsuzlukla suçluyor. Yani bir siyasal partinin adeta hazin bir sonu yaşanıyor.