Ancak bu tartışma daha çok ABDnin dış politikasına ilişkin. Gerçekten seçimlerde Bush ile Kerry arasında dış politika farkı gözlenmedi. Giderek Doğu düşmanı haline gelen ABD seçmenine, sağduyu telkin edilen bir kampanya olmadı. Aksine Kerry, Bushu pasiflikle suçladı. Ancak geleneksel olarak kabul gören dış politikada doğrultu değişmezliği artık geçerli değil. Bize kalırsa Kerry seçilseydi, uzun vadede dış politikada Busha göre farklı bir strateji gözlenebilecekti.Bushun kazanmasının Türkiye için iki boyutu var. Biri, izleyeceği dış politika. Diğeri de izleyeceği ekonomik politikalar. Bushun Irakta izlediği parçalayıcı politika İrana kayarsa, bu Türkiyeyi çok olumsuz etkiler. Ve bu etki uzun sürer. Son dört yılda ekonomide alınan mesafe de yitirilir. Kaldı ki, şu anda ülkemizde ciddi ölçekte sıcak para bulunuyor. Bunlar çıkmaya yeltenirse mali piyasalar derinden sarsılır. Ayrıca çok ciddi bir askeri harcama gereği duyulacak, belki de arzuların ötesinde bazı işlevlerin üstlenilmesi talep edilecektir.Gelelim ABDnin ekonomik politikalarıyla etkilenecek dünya ekonomisine. Bush ile Kerrynin izleyeceği ekonomik politikalarda farklılık olup olmayacağına dair bir tartışma yok. Olacağı kesin! Piyasalar ve iş alemi genel olarak Bushun kazanmasını arzuluyordu. Nitekim, Bushun kazanması doların değerinde bir değişikliğe yol açmasa da New York borsasını (NYSE) olumlu etkiledi.Oysa Bush zamanında bütçe açıkları zirveye tırmandı. Doların düşüşü adeta uçurumdan yuvarlanır gibi oldu. Ve ABD cari işlemler dengesi tarihinin en kötü dönemlerinden birine girdi. İşte Bush böylesi bir dönemde ek bütçelerle askeri harcamaları patlattı. Büsbütün sarsılan dengeler sonucu ortaya çıkan işsizlik de seçimlerde Demokrat Partinin oy potansiyelini oluşturdu.Yılın başından bu yana bütçe 412.6 milyar dolar açık verdi. Bu, geçen yıla göre yüzde 9.4 daha fazla. Genel kamu açığı ise geçen yılın ilk 9 ayında 538 milyar dolarken, bu yıl yüzde 5.5 artışla 568 milyar dolar oldu. Savunma alanında kamu harcamaları bir yıl öncesine göre yüzde 12.5 artarken, diğer harcamalar yüzde 4.7 arttı. Hem de 2003 yılındaki savaş dönemine göre.ABD dış ticareti her ay 55 milyar dolar kadar açık veriyor. Ve bu açık giderek de büyüyor. Bu yıl ihracat yüzde 14 artarken, ithalat yüzde 21 arttı. İthalatı kısmak için büyümeye fren yapılsa, ekonomi büsbütün boğulacak. Gaza basılsa hem enflasyon, hem ithalat fırlayacak. Yani ABDnin işi zor. Bu durumda faizleri hemen artırmak mümkün değil.ABD ekonomisi çabuk toparlanmazsa, global canlılık da gecikecek. Bu, Türkiyenin ihracatı bakımından olumsuz. Öte yandan, faizler çabuk yükselmeyeceği için borcun çevrilmesi için avantaj. Ancak Bushun kazanması NYSEyi umutlandırsa da, petrol fiyatları tekrar yukarı hareket ettiğine göre Bushla beraber Ortadoğuda istikrar beklenmiyor. Yine de Bushun önünde tam beş yıl var. Umarız gelişmeler farklı olur. hgunes@milliyet.com.tr Seçimleri Bush kazanmış görünüyor. Haftalardır uzmanlar seçim sonuçlarını tartışıyordu. Bu konuda iki görüş gözleniyor. Birincisi, kim seçilirse seçilsin ABDnin politikalarında bir değişiklik olmayacağı. İkincisi ise Bushun seçilmesiyle ABDnin dünyadaki agresif politikalarının süreceği, hatta yayılacağı.