Faiz vergilendirilmeli mi? Reel faizler çok yüksek ve Hazinenin bu hatasını Maliye örtmek istiyor. Yani ödenen faizin bir kısmı geri alınmaya çalışılıyor. Reel faizler makul düzeylerde kalsaydı, elbette buna gerek kalmayacaktı. Çünkü ödenen faizler hem bütçeyi darmadağın ediyor, hem de gelir dağılımını ciddi biçimde bozuyor.Bononun vergilendirilmesinde iki yöntem var. Birincisi, bonodan doğrudan vergi alınması, ki buna stopaj diyoruz. Yani faizin ödeneceği anda Maliye (olasılıkla bankalar aracılığıyla) vergiyi tahsil ediyor. İkincisi de, yıl sonunda elde edilen faiz gelirlerinin diğer gelirlerle birlikte değerlendirilerek vergi matrahı olması.Farkları sıralayalım. Doğrudan stopajla vergi alınmasına başlıca eleştiri, nominal faizlere yansıdığıdır. Kısacası, yatırımcının belli bir net kazancı hesaplandığından stopajı üstüne koyarak faiz talebinde bulunduğu ve bunun da nominal faizleri artırdığı söylenir. Üstelik stopajla vergi alındığında, eldeki bono miktarı ne olursa olsun aynı oranda vergi verilir. Gelir arttıkça vergi oranı artmaz ve bu sosyal adalet açısından sakıncalıdır. Öte yandan alım - satım yaparak elde edilen kazançlar piyasa içinde fiyatlandığından ayrıca vergilendirilmez. Spekülatif karlar (bankalar aracılığıyla bunun tahsil edileceği söylense de) vergi dışı kalabilir. Ancak bu yöntemde tahsilat kolaylığı vardır. Para anında elde edilir. Böylece hem kaçırma olasılığı düşer, hem de yıl içinde sürekli tahsil edildiğinden hazır kaynak oluşturur.Beyannameye dayalı vergilendirilmede ise temel farklardan biri, kimlerden alındığı konusudur. Beyannameyi bireyler verdiğinden, verginin yükü de ağırlıklı olarak bu kesime biner. Bankalar için ise durum pek fark etmez. Çünkü bankalar ellerinde tuttukları bonoları, stopaj olmadığı durumda, büyük ölçüde vergi kapsamı dışına kaydırabilir.Bu durumda akla iki soru daha geliyor. İlki, bu tür vergilerin tasarrufların yurtdışına kaçmasına neden olması. İkincisi de bu vergilendirmeyle bütçeye ne kadar gelir yazılabileceği.Tasarrufların yurtdışına kaçması, vergilerden çok, ekonomideki istikrarsızlıktan kaynaklanır. Stopajla vergi alınması yabancı sermayeyi belli koşullarda etkilese de, bono faizlerinin beyanname içine alınması yabancı yatırımcıyı pek etkilemez. Zaten gelir başka bir ülkede beyan edilir.2000 yılında bireylerdeki bononun miktarı da, oranı da çok düşüktü. Şimdi yükselse de 217 katrilyonluk iç borcun sadece 135 katrilyonu piyasada. Bunun da bir kısmı yatırım fonlarında, bir kısmı da bankaların yatırım portföyünde. Üstelik (beyanname durumunda) yüksek gelirli kesim beyanname vereceğine göre vergi tabanı daha da küçük kalacaktır.Kısacası, Maliye en iyi kararı vermiş. Bu yıl da konuyu savmış! hgunes@milliyet.com.tr Son günlerde en çok tartışılan konulardan biri de Hazinenin borçlanma senetlerinden elde edilen faizin Maliye tarafından vergilendirilmesi. Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonunda yetkililer mevcut uygulamanın bu yıl da süreceğini, ancak 2006 yılından itibaren stopaj uygulamasına geçileceğini belirtmiş.