Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son zamanlarda verilen demeçler, geçmişte Uğur Dündar’ın bir programında Rus hayat kadınlarıyla beraber olan Karadenizli erkeklerin verdiği yanıtı hatırlatıyor. Dündar soruyordu: “Ya AIDS hastalığına yakalanırsanız?” Karadenizli erkek de şöyle yanıtlıyordu: “Biz Karadenizliyiz. Hamsi yeriz. Bize bir şey olmaz!” Tabii sonra ülkemizde tenasül hastalıkları aldı yürüdü. Hamsi de fayda etmedi!
Dünya tarihinin en önemli krizlerinden biriyle karşı karşıyayız. Türkiye’ye sıçrar ve etkilenirsek diye kaygılanıyoruz. Ama Başbakan kükrüyor:
“Krizden medet umanlar var! Oysa bizim ekonomimizin temelleri sağlam. Krizden pek etkilenmeyiz” Ne de olsa Başbakan da Karadenizli. Oysa kimsenin Türkiye’de kriz çıkmasını istediği yok. Sadece tedbir alınması isteniyor.
Gerçekten Türkiye’nin mali disiplini oldukça sağlam görünüyor. Para politikası da sıkı. Borç dinamikleri de son 6 yıldır olumlu yönde gelişti. Bankacılık sistemi ise gerek özkaynak, gerek risklerin düzeyi açısından güven veriyor. Fakat bütün bunlar Türk ekonomisini yine de kırılganlıktan kurtarmıyor.

Haberin Devamı

Çıkabilecek para
Çünkü 2001 krizinden bu yana verilen cari açık toplamı tam 149.1 milyar dolar! Hadi bundan doğrudan yatırımları (yani 69. milyar doları) düşelim. Çünkü bu yatırımların aniden çıkması veya ödenmesi olanaklı değil. 79.7 milyar dolar ediyor. Yani 2002 yılından başlayarak bugüne kadar hemen hemen 80 milyar dolar her an geri dönebilecek döviz girmiş.
Bu döviz de ya sıcak parayla veya da özel kesimin borçlanması. 2002 yılından bu yana giren sıcak para yani portföy yatırımları 45.4 milyar dolar düzeyinde görünüyor. Bankalar ise yurtdışından 45.5 milyar dolar, diğer kalan özel kesimin de (reel sektör) 106.3 milyar dolar kredi almış.
2005 yılında Türkiye’de sıcak para stoku 54 milyar dolardı. 2006’da 71, 2007’de ise 102 milyar dolardı. Bu yıl ise (eylül hariç) sadece 1.7 milyar dolar portföy yatırımı girdi. Yani içeride 104 milyar dolarlık sıcak para var.
Son haftalarda bunun 10-15 milyar dolarının çıktığı söyleniyor. Gerçi biz bunu abartılı buluyoruz. Fakat yine de YTL’nin dolara karşı yüzde 34, euro’ya karşı da yüzde 20 kadar değer kaybetmesi küçük bir taleple sağlanabilecek bir değişme değil.

Haberin Devamı

Yoğun yabancı satışı
Gözlenen iki gerçek var: Birincisi, yabancılar dolar likiditesi elde edebilmek için dünyanın neresinde imkân ve varlık bulursa satıyor. İkincisi de, bunu cari açığı fazla olan ülkelerde daha yoğun yapıyorlar. Türkiye de fazlasıyla nasibini alıyor.
Şimdi iki iyimser varsayımlı bir senaryo üzerinde duralım:
Diyelim ki, alınan dış kredilerin hiçbiri erkenden çağırılmasın. Sıcak para konusunda çıkışın da 15-16 milyar dolarla tamamlandığını varsayalım. Yani belirttiğimiz 104 milyar dolarlık sıcak paranın yüzde 85’i ülke de kalmaya kararlı olsun. Buna bir tek ilavede daha bulunalım: Bundan sonraki kredi uzatmalarında borçların yüzde 85’i yenilenebilsin. Yani kayıp yüzde 15’le sınırlı kalsın.
Önümüzdeki 12 aylık dönemde cari açık daralsa da gerekli olan finansman 70 milyar doların altında olmayacaktır. İşte bu durum, bizim gibi, yabancıları da kaygılandırıyor. Tabii çıkıyorlar. Ama Başbakan cesur: Ekonominin hamsi yediğini düşünüyor.