Yurtdışında işler karman çorman. Tam bir mali kriz özelliği gösteriyor. Sabah uyanır uyanmaz ilk aldığımız haber Rusya’da borsanın ne zaman açılacağının belli olmadığıydı. Sonra baktık ABD’de borsalar çökmüş.
Mali krizlerin bir özelliği domino etkisiyle güvenin sarsılmasıdır. Buna bağlı olarak paranın dolaşımı kitlenir. Güven kalmayınca kurumlar birbirlerine borç vermez ve ödemelerini gerçekleştirmez. Böyle olunca da likidite daralır, faizler hızla yükselir.
Daha da kötüsü, bireyler mali sistemden paralarını çekmeye kalkabilir. Henüz ABD’de bankalara hücum (bank-run) gözlenmiyor. Para çekilişlerinin çok sınırlı ve sadece kurumsal düzeyde kaldığı belirtiliyor.
Güven bunalımı
Öte yandan, bu hafta dünyanın belli başlı finans merkezlerinde ödeme sistemi çalışmadığı için merkez bankaları (FED, Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Bankası) sisteme her gün para pompalıyor. Ancak bu da çözüm olmuyor. Çünkü güven bunalımı, sistemi tıkıyor. Önce güvenin sağlanması gerek.
Açıkçası, ABD’de çıkan bu kriz çok uzun sürdü. Bear Stearns mart ayında batmıştı. Demek ki, tam 6 ay geçmiş. Aylardır resesyon tartışılıyor. Oysa bu süreçte mali sistemdeki bünye bozukluğuna bir çözüm aransaydı bugünlere gelinmeyecekti. Prof. Nouriel Roubini aylar önce bankacılık sistemindeki çöküntünün 2 trilyon dolar olduğunu belirtmişti. Kimilerine göre, bu rakam abartılı. Gerçekçi rakam 1 trilyon dolar kadar. Herhalde hâlâ bunun 500 milyar doları temizlendiğine göre krizin atlatıldığını söylemek oldukça zor.
İşte bizim takıldığımız da nokta bu. Madem hâlâ yapılacaklar bitmedi. Neden işler uzatılıyor? FED ve ABD Hazinesi otursun, gerekli düzenlemeleri yapsın ve bitirsin. (Bugün de Goldman Sachs ve Morgan Stanley tartışılıyor) Her gün bu stres yaşanmasın. Bunun zararı çok daha fazla. Kısacası, ABD’de ne yapılacağı bilinmiyor. Tedbirler günlük alınıyor. Ve tabii yetersiz kalıyor.
Küreselleşme kendi evini sarsıyor
Bu arada ABD’de devlet kaçınılmaz olarak da batan mali kurumları kamu güvencesine alıyor. Bu bazen destekle, bazen de el koyarak oluyor. Bir hayli de eleştiri topluyor. “Ne oldu serbest piyasa ekonomisine?” deniliyor. “Hani batan batacak, kalan sağlar bizim olacaktı”, “ABD sosyalist mi oldu?” diye hicvediliyor. Açıklayalım.
Piyasa ekonomisi bir efsanedir. Gerçekte tam anlamıyla çalışan bir piyasa ekonomisi yoktur. Olamaz da. Bütün ekonomilerde müdahale vardır. Çünkü sistem başka türlü çalışmaz. Piyasa ekonomisi bir genel sistem olarak elbette tercih edilmeli. Çünkü ekonomiye canlılık, dinamizm sağlar. Ama beraberinde birçok aksaklık ya da adaletsizliği de getirir.
Piyasa ekonomisinin bir evresi olan küreselleşme de bir efsanedir. O da yararlarının yanı sıra aksaklık ve adaletsizlikleri de beraberinde getirir. İşte bu nedenledir ki, ABD şu anda bir krizin içinde. Denetimsiz küreselleşme önce birçok gelişmekte olan ülkeyi çarptı. Şimdi de kendi evini sarsıyor.