2008 yılı ihracatı herhalde 145 milyar dolar kadar olacak. 2009 yılında bir yandan artan döviz kuru, diğer yandan da küresel durgunluk nedeniyle ihracat paradoksal bir etki altına girecektir. Artan döviz kurunun ihracata yüzde 10-15’lik bir rekabet katkısı olacaktır. Ancak küresel durgunluk bunu fazlasıyla bastırabilir. Yani net olarak yine de kayıplar ortaya çıkabilir.
Buna rağmen doların değer kazanması, yani euro’yla yapılan ihracatın değer kaybetmesi nedeniyle hesaplarda 15 milyar dolarlık bir ihracat kaybı olacaktır. Kısacası, 2009 yılında ihracatın 110 milyar dolarda kalması pek de şaşırtıcı olmayacaktır. Gelelim ithalata. İthalatı düşürücü üç etki gözleniyor. Birincisi, küresel olarak emtia fiyatlarının düşmesi. Özellikle petrol fiyatındaki düşüşler. İkincisi, Türkiye’de durgunluğun artması. Üçüncüsü de ihracatın düşmesi nedeniyle ithalat gereğinin azalması. Her üç etkiyi de kabalama hesaplamaya çalışalım.
Emtia fiyatları
2008 yılında ithalat olasılıkla 220-225 milyar dolar kadar olacak. 2001 yılında ithalat 170 milyar dolardı. Bu artışın yüzde 32 olduğu anlaşılıyor. Bu artışın miktardan çok küresel emtia fiyat artışlarından kaynaklandığı biliniyor.
2009 yılında emtia fiyatlarının 2008 düzeyine indiğini varsayarsak (ki şu anda çok daha aşağılara inilmiş durumda) ithalat faturasının bir hayli düşeceği görülecektir. Bu arada 2009 yılında durgunluk olacağı için miktar olarak da ithalat düşecektir.
İthalatın bir kısmı (yüzde 40) euro bazında olduğu ve dolarla muhasebe yapıldığı için de rakamsal düşüşler olacaktır. Malum euro-dolar paritesi 1.58’den 1.31’e geldi. Bu yüzde 21’lik bir değişim. Sadece ithalatın yüzde 40’ında bile yüzde 21’lik (toplamında yüzde 8) bir tasarruf bu nedenle oluşacaktır. Bu da özellikle otomotiv ve makine teçhizat ile araçlarda etkili olacaktır. Nihayet ihracattaki düşüşler hem otomotiv, hem de tekstil girdilerini miktar açısından da düşürecektir.
Aşağıdaki tablo olası fiyat ve miktar düşüşlerinin dikkate alınarak düzenledi. Bu tablo 2009 yılında olası ithalatın 160 milyar dolarda kalacağını gösteriyor. Bu da dış açık üzerinde çok önemli bir değişim. Yani ihracat rakamı aynı kalsa (ancak o da düşecektir) dış ticaret açığı (2008 yılında 60 milyar dolar olacağa benziyor) 60 milyar dolar daha düşük olabilir.
Enerji etkiliyor
Aşağıdaki tabloda enerji grubunda fiyat düşüşü yüzde 25 varsayıldı. Kaldı ki bugüne değin fiyat düşüşü bunu çoktan geçti. Kimya-plastikte ve tekstilde yüzde 10, demir-çelik ve diğer tüm madenlerde ise yüzde 25 varsayıldı. Üstelik bu düşüşün üzerine yüzde 30’luk bir düşüş daha öngörülüyor. Makine-teçhizat ve otomotivde düşüş de yüzde 40 olarak varsayıldı. Bu düşüş ise kısmen miktardan, kısmen de euro’nun değerinin düşüşünden kaynaklanıyor.
Bu rakamlar çok havada gelmesin; 2007 Kasım’ında 12 aylık ithalat 159 milyar dolardı. O tarihlerde petrolün varili 80-90 dolardı. Şimdi ise petrolün varili 150 dolardan 70 dolara düştü. Üstelik OPEC petrol üetimini düşürmese belki daha da düşecek. Elbette Türkiye petrol ithalatını 150’den değil, 110-120 dolar gibi düzeyden yapıyor. Petrolün fiyatının bu düzeyde kaldığını, demirin fiyatının da yüzde 20 daha düştüğünü varsayarsak 2009’da 160 milyarlık ithalat abartılı bir tahmin bile sayılabilir.