Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

13 Mayıs tarihinde Milliyet gazetesindeki köşe yazımın başlığını “İlk 3 ayda daralma yüzde 15’i bulabilir” diye atmıştım. Dün açıklanan veriler gösterdi ki sadece yüzde 1 kadar yanılmışım. Oysa birçokları yüzde 10 (en fazlası da yüzde 12) kadar daralma bekliyordu.
Döviz kurunu isabetli tahmin etmek biraz falcılık olsa da büyüme tahmini biraz farklı. Elimde bazı aylık veriler vardı. Tüketimi CNBC-e tüketim endekslerinden, yatırımları da yatırım malları ithalatından tahmin ediyordum. İhracat ise zaten biliniyor. Yani büyümenin her 3 motoru hakkında da bilgi sahibiydim.
Nitekim ihracattaki hızlı düşüş (ilk üç ayda sabit fiyatlarla yüzde 11.3 düşmüş), iç tüketimdeki hızlı daralma (ilk 3 ayda yüzde 9.2 daralmış) ve yatırımdaki inanılmaz “çöküş” (ilk 3 ayda yüzde 29.7 düşüş) bu sonucu ortaya çıkarmış.

İsabetli tahminimin temeli
Yatırımlardaki çöküş yüzde 30’u bulsa da özel kesim yatırımlarındaki daralma yüzde 35.8’e geliyor. Yani daha da fazla. Özel kesimin yatırımlarındaki makine-teçhizat daralması ise yüzde 39.4. Demek ki, kurdaki sıçramayla birlikte yatırımcılar kontağı kapatmış ve bu da çok hızlı bir milli gelir daralmasına neden olmuş.
Devlet bunu kısmen kamu harcamalarındaki artışla telafi etmeye çalışmış ama nafile. Artık kamu yatırımlarının milli gelir içindeki payı oldukça düşük, yani katkısı sınırlı.
Krizden hangi sektör daha fazla etkilendi diye bakıldığında, yanıtlamak oldukça güç oluyor. Hangi sektör etkilenmedi ki? Fakat en çok dikkatimizi çeken gelişme (toptan ve perakende) iç ticaretin adeta durması (yüzde 25.4). İmalat, ulaştırma ve inşaatın da çok etkilendiği bilinen ve ekonomiyi sarsan sektörler olduğu da bir kez daha görülüyor. 

Haberin Devamı

2009’u bırakıp 2010’a bakalım

 
Yıl sonu tahminleri yüzde 5’in altında değil. IMF ve OECD tahminleri yakınlarda açıklandı. Biz ise 2009 yılında yüzde 6’nın üzerinde bir daralmanın daha olası olduğunu düşünüyoruz. Hele bu son verilerle. 

Çıkış başlayabilir
Ancak biz ikinci yarıda doğrultunun biraz değişeceği kanısındayız; yani bir düzelme yaşanabilir ama bu eski düzeye gelmeyi sağlamayabilir. Çıkışın ilk aşaması temel etmeni para bolluğu ve kamu harcamalarından kaynaklanabilir. Fakat tüketim bir miktar toparlansa da sonrasında ihracatın küresel konjonktür nedeniyle hızlı gelişmeyeceğini, yatırımların da 2010’a kadar toparlanmayacağını düşünüyoruz.
Her şeye rağmen 2009 yılının büyüme verisi ne olacak diye fal açmak yerine, krizi geride bıraktığımızda, örneğin 2010 yılında, dış açık yaratmayan, istihdam sağlayan ve sürdürülebilir bir büyüme yapısının tartışılmasında yarar var. Bu da krizi kalıcı olarak aşmak anlamına gelecektir.