Gerçi 2007 yılında ekonomik olayları etkileyecek etmenler üç aşağı beş yukarı belli. Ancak bu etmenlerin oluşup oluşmayacağı belli değil. Birincisi, dış siyasal gelişmeler. İkincisi, iç siyasal gelişmeler ve üçüncüsü de izlenecek politikalar. Değerlendirelim. Ekonomistlerden sürekli tahmin bekleniyor. Sokaktaki insan bile bizden bunu istiyor. Oysa ekonomi de tıpkı diğer sosyal bilimler gibi toplum ya da insanlarla ilgili. İnsanın ne yapacağını tahmin etmek çok zor. Çok farklı davranışsal tepkiler ya da çıkışlar gösterebiliyor. Ve bu baskı altında biz sık sık yanılıyoruz. Sonra kimimiz yanıldığımızı itiraf ediyor, kimimiz geçiştiriyor, kimimiz de inkâr ediyor. Dış siyasal etmenlerin başında hiç kuşkusuz AB ile ilişkiler geliyor. Burada bir kesinti ya da gerginlik elbette ekonomik dengeleri bir hayli değiştirecek, içerideki sıcak para azalırken, giren doğrudan yabancı sermaye de etkilenecektir. Bu da mali piyasaları elbette altüst etmeye fazlasıyla yetecektir. Mamafih, bunun kur üzerindeki etkisini sağlıklı bir gelişme olarak gören de olabilir. Dış siyasal etmenler arasında Irak da önemli. Irak'ta istikrar sağlanmadan Türkiye'de riskler azalmayacaktır. Başta terör nedeniyle, (ABD'nin Suriye ya da İran'la olan sorunu şimdilik ikinci plana geçmiş görünse de) sıkılmaya devam edeceğiz. Tek umut verici gelişme Demokratların her iki meclisi de eline geçirmesi ve Bush'u daha ılımlı bir politikaya zorlama olasılığı.İç siyasal etmenlerin başında cumhurbaşkanlığı seçimi geliyor. Kimse bu konuyu küçümsemesin; R. T. Erdoğan'ın adaylığını ya da cumhurbaşkanlığını elde etmesini içine sindiremeyen geniş bir kesim var. Meclis'teki sandalye çoğunluğu üzerinden elde edilecek bu post ne Özal'ınkine, ne de Demirel'inkine benziyor. İkisi de rakip partiler dışında toplumsal tepki çekmemişti. Oysa AKP'nin bile tamamı Erdoğan Çankaya'ya çıksın istemiyor. Seçimler de bir başka muamma. Tek parti iktidarı çıkar mı belli değil. Bir koalisyona mahkûm olunabilir. Hatta mali disiplin konusunda gevşek bir tutum bile izlenebilir. Ne de olsa koalisyonlarda sıkı maliye ve para politikasının izlenmesi zordur. Üstelik koalisyonu oluşturan partilerin dünya görüşleri uçurumlarla ayrılmış durumda da olabilir. Siyaset belirleyici 2007 yılının ilk yarısında ciddi özelleştirmeler ve bazı büyük özel kuruluşların yabancılara satılması söz konusu. Listeyi sıralamaya sokmaya gerek yok. Ancak yılın geri kalanında bu akış yavaşlarsa cari açığın finansmanında ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir.2007 yılı için bütçede öngörülen büyüme oranı yüzde 5. Tabii 2006 yılının büyüme performansına göre bu bir yavaşlama anlamına geliyor. Geçen yıl başında da aynı hedef konulmuş ama aşılmıştı. Fakat bu yıl aynı gelişmenin tekrarlaması biraz zor; çünkü gerek bütçenin yapısı, gerek izlenen para politikası talebin ısısını azaltmak üzere tasarlanmış durumda.2007 yılına baktığımızda büyüme açısında iç talebin frenlendiği, öte yandan dış talebin de canlanmadığı bir yapıyı görülüyor. Şimdiden öngöremediğimiz etmenler olsa da şimdilik 2006'ya göre daha yavaş bir yıl geçireceğimiz konusunda oybirliği oluşmuş durumda. hgunes@milliyet.com.tr Ya dereler kurursa