Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Uzmanların 2006 yılına ilişkin beklentileri 2005 yılından pek farklı değil. Benzer sonuçların elde edileceğini düşünüyorlar. 2005 yılında ABD'nin yüzde 3.6, Çin'in yüzde 9.4, Rusya'nın yüzde 7, Japonya'nın yüzde 2.9, Almanya'nın da yüzde 1.5 büyümesi bekleniyor. 2005 yılında çok hızlı büyüyen ekonomiler genellikle küçük ülkelerdi: Azerbaycan yüzde 25, Irak yüzde 19, Gürcistan ve Çad yüzde 10 ve Sudan 9.3 vb... 2006 yılında da olasılıkla bu tür ülkeler rekor kıracak. 2005'te dünya ekonomisinin yüzde 4.3 büyümesi bekleniyor. Dünya ticaretinin de yüzde 6.6. Oysa 2004 yılında dünya ekonomisi yüzde 5.1, dünya ticareti de yüzde 10.7 büyümüştü. Yani, 2005'in 2004'e göre parlak geçtiği söylenemez. Yine de 2005'i olumsuz olarak nitelemiyoruz. Dünya ekonomisinin 2005 yılında iki önemli gelişmesi vardı. Biri ABD'deki canlanma beklentilerine bağlı olarak FED'in faiz artırımları, diğeri de dünyada hızla yükselen petrol fiyatları. Her iki etmen de dünya ekonomisini yavaşlatabilirdi. Ancak öyle olmadı.2005 yılında FED'in faiz artırımları süreci gelişmekte olan ülkelerin mali piyasalarında zaman zaman dalgalanmalar yaratsa da, son gelen haberler ABD'deki canlanma eğiliminin doyuma ulaştığı yönünde. Diğer bir deyimle, faiz artışlarının durabileceği, hatta belki tersine artabileceği düşünülüyor. Malum, artışlar durursa gelişmekte olan ülkelere mali akımlar sürecek, dünya ekonomisi de büyüme sıkışması sorunu yaşamayacaktır.Petrol fiyatlarına gelince. Neden arttığı biliniyor: Arzdaki artışlar talepteki artışa yetişemiyor. Talebin bir kısmı spekülatif artsa bile, asıl büyüme güdüsüyle talep artıyor. Böylece reel olarak (ABD enflasyonuna göre) petrol fiyatları 2002'den bu yana yüzde 121 artmış durumda. ABD'de emlak fiyatlarının gelire oranı da 2000 yılından bu yana yüzde 3.2'den yüzde 4.5'e çıkarak, yüzde 50'den fazla artmış görünüyor. ABD 2005 yılında petrole 120 milyar dolar (Türkiye de 2002 yılına göre 5.5 milyar dolar) fazla ödeyecek. Öte yandan, ABD'de konut piyasası ise 2.5 trilyon dolar büyümüş görünüyor. İki önemli parametre Buna rağmen bu gelişmeler dünya ekonomisini durgunluğa sürüklemedi. Çünkü dünyada bir para bolluğudur gidiyor. Bu para bolluğu da temel olarak kamu açıklarına dayanıyor. ABD'nin bütçe açığı milli gelirinin yüzde 3.9, Fransa'nın yüzde 3.5, Almanya'nın yüzde 3.4, İngiltere'nin de yüzde 2.8'ini oluşturuyor. Bu açıklar borçlanarak finanse edildiğinden ortaya ciddi bir likidite ihtiyacı çıkıyor. Küreselleşmeyle ortaya çıkan mali akımlar tüm dünyadaki tasarrufları hareketlendiriyor.2006'nın en önemli özelliği, Dünya Kupası'nın Avrupa'da (Almanya'da) oynanması. 2006'da Avrupa'nın yüzde 1.8, gelişmekte olan ekonomilerin ise yüzde 5.1 büyümesi bekleniyor. ABD'nin büyümesi ise az da olsa düşebilir. Bu da şu demek: Dünyada yine Çin gibi ülkeler hızla büyürken, ABD ikinci motor olmayı sürdürecek. AB bölgesindeki kıpırtının ise dünya ekonomisini sürükleyici boyutta olması beklenmemeli. Özetle, dünya ekonomisinde olağandışı bir gelişme görünmüyor. hgunes@milliyet.com.tr Likidite bolluğu yaşandı