2004 yılında olasılıkla yüzde 9 civarında bir büyüme oluşacak. Bu büyüme performansı hükümetin yüzde 5lik öngörüsünün neredeyse iki katı. Hükümet, geçen yılın olağanüstü performansına rağmen, bu yıl yüzde 5lik bir tahmin koydu. Demek ki, hükümet de bu performansın sürdürülemeyeceği kanısında.Nedenlerine gelince. 2005 yılında da tarımın daha iyi gideceği yönde ciddi bir beklenti pek yok. Sanayi ise 2004 yılında olduğu gibi 2005 yılında da parite desteğindeki ihracatla kör topal büyüyebilir. Ancak yatırımlardaki aşırı canlılığın bu yıl sürmesi kesinlikle beklenmemeli. Çünkü birkaç yıldır ertelenen yatırım gereksinimi büyük ölçüde tamamlandı. İç tüketimde, özellikle dayanıklı tüketim mallarında talebin normalleştiği zaten verilerden gözleniyor. Yani aşırı iyimser olmaktan artık çıkmalıyız.Konuya izlenen politikalar açısından da bakılabilir. 2005 yılında maliye politikasındaki sıkı disiplinin süreceği belli. Üstelik toplam vergilerde reel olarak ciddi artışlar öngörülüyor. Yani yine kısıtlı bir iç talep olacak. Merkez Bankasının (MB) izleyeceği likidite politikası da oldukça sıkı olacak. Aşağıda MBnın likiditeyi doğrudan kontrol ettiği açık piyasa işlemleri görülüyor. Grafikteki alt bölgeler MBnın piyasaya para verdiği durumu, üst bölgelerse para aldığını gösteriyor. Dikkat edilirse, 2000 yılı boyunca piyasaya hemen hep aynı miktar para veren MB, kasım 2000 krizinde piyasaya bir miktar daha fazla (yetersiz de olsa) likidite vermiş. Ancak daha sonra toparlanan para piyasaları şubat kriziyle beraber kelimenin tam anlamıyla çökmüş. MBnın piyasaya verdiği likidite de (kasıma göre 2 kat olmasına rağmen) kızgın ateşe sanki su serpmiş. Bu krizden sonra, MB artık piyasadan sürekli likidite çeken banka konumuna girdi. Bu giderek arttı ve 2002 yılında piyasadan 10-12 katrilyon civarında para toplamaya başladı. İnişli çıkışlı bir performansa rağmen, 2003 yılında da bu sürdü. Ancak 2004 yılında bu yapı değişti. Yılbaşında piyasadan 9 katrilyon toplayan MB, (10 gün önce 1,2 katrilyon) şimdi 3,5 katrilyon topluyor.MBnın geçenlerde 2005 yılına ilişkin izleyeceği politika raporunda da olası likidite sıkışıklına karşı tasarlanan politikalar açıklanıyor. Para tabanı artışı, Hazinenin Merkez Bankasına olan borç ödemeleri, n Hazinenin MB nezdinde tuttuğu hesaplardaki artışlar, Hazinenin TL borçlanarak net döviz borç ödemeleri, MBnın döviz alım ihaleleriyle piyasaya ödediği TL, ve MBnın zorunlu karşılıklara yapacağı faiz ödemelerinin likidite sıkışıklığını önleyeceği savunuluyor. Kısacası, 2005 yılında bir de likidite sıkışıklığı bekleniyor. Bu durumda büyümenin yüzde 5 olması bile sevindirici. hgunes@milliyet.com.tr 2004 yılı büyüme bakımından parlak bir yıldı. Hem yatırımlar arttı, hem de iç tüketim. İhracattaki birkaç yıldır süregelen canlılık da devam etti. Üst üste herşey iyiye gidince büyüme de patladı. Fakat yılın ikinci yarısında bu tempo düştü.