Bu, geçen yılın aynı ayına göre çok önemli bir artış değil. Çünkü geçen yıl da FDF hemen hemen aynı düzeydeydi. Gerçi bu ocak için açıklanan FDF yıl sonu için hedefinin yüzde 13'üne tekabül ediyor. Bu da gerçekten oldukça başarılı bir performans. Öte yandan bütçenin ilk ayında elde edilen asıl, 17 yıl sonra ilk defa ortaya çıkan fazlalık: Bu yıl bu 2 milyar YTL'yi aşarken (1.5 milyar dolar), geçen yıl, aksine, bütçe 1 milyar YTL açık veriyordu. Öncelikle bütçe fazlasının önemini açıklayalım: Bütçe fazlası demek, bir yandan kamunun borçlarının daha hızlı ödenmesi ve reel faiz yükünün ekonomi üzerinden kaldırılması, diğer yandan da devletin sosyal harcamalar için daha fazla olanak bulması demektir. Aslında her ikisi de, seçimlere az zaman kala büyük fırsat. Ancak bu fırsat bir savurganlığa dönüşürse de o zaman tüm emekler çöpe gider. Dün 2006 ocak bütçe verileri açıklandı. Bu verilere göre, ocak ayında 4.3 milyar YTL'lik, yani takriben 3.2 milyar dolarlık faiz dışı fazla (FDF) elde edilmiş. Oluşan bütçe fazlasının ardında birçok neden var. İlki ve belki de en önemlisi, Maliye ve Hazine'nin uzun süredir bu hedefe kendilerini kitlemesi. Gerekli bütün müdahaleleri ele alarak sonuca ulaştılar. İkincisi, devlet özelleştirmelerden ve imtiyaz hakkı devirlerinden çok ciddi gelirler elde etmeye başlandı. Üçüncüsü, faizler hızla düşerken vadeler uzadı. Bu da kamu borcu servisinin bütçe üzerinde yarattığı sıkıntının aşılmasına yardım etti. Nihayet enflasyonla güçlü mücadele faizleri aşağıya çektiği için bütçede de faiz yükü azaldı. Ancak bizce bütçe fazlasını daha fazla artırmaya gerek yok. Maliye politikasındaki disiplin zaten fazlasıyla tatmin edici. Kaldı ki daha sıkı maliye politikası büyümeyi örseleyebilir. Bununla beraber bütçe fazlalılığı nedeniyle rehavet de yanlış olur. Malum, hazıra dağ dayanmaz! Savurganlıkla bu fazla kısa zamanda açığa dönüşebilir. Faiz düştü, vade uzadı Ocak, bütçe fazlasının ortaya çıkışının ilk ayı. Aynı performansın devamını görmek gerek. Elbette bu performans sürerse, fazlanın ne yapılacağı tartışması doğacaktır. Bu konuda da üç önerimiz var. Birincisi, elbette mevcut kamu borcunun küçültülmesi. Ancak ikincisi, kalan paranın büyük kısmının hizmet içi meslek eğitimine ayrılması ve işgücünün yeniden yapılandırılması. Nihayet, yine bir bakiye kalıyorsa tarımsal altyapı için harcanabilir. Bununla beraber, kamu borç servisinde geçen yıl elde edilen başarının sağlanacağını sanmıyoruz. Çünkü faizlerdeki düşüşün sonuna gelindi ve vadeler artık uzamıyor. Oysa 2006 Ocak'ında geçen yıla göre faiz ödemelerinin yüzde 57 oranında düşmesinin nedeni buradan kaynaklanıyordu. Öte yandan, gerek ithalat, gerek dolaylı vergiler aracılığıyla vergi gelirleri hızla arttı. Bu da bütçedeki gelir performansının ardındaki temel etmen. Fakat 2006 yılında aynı artış performansı beklenmiyor. Çünkü, hem harcamalar çok hızlı düşmeyecek, hem de gelirler aynı hızla artmayacak. Neyse, hele gelecek ayın verilerini bir görelim. hgunes@milliyet.com.tr Devamını görmek gerek