Değerli trafik dostlarım.
Ülkemizde trafik kazalarında; olay yeri veya hastaneye kaldırılış süreçlerinde her yıl yaklaşık on bin insanımızı kaybetmekteyiz.
Üstelik bu sayısal değer artarken alınması gereken tedbirler, sadece para cezası olarak karşımıza çıkıyor. AB ülkeleri, yeni üretim araçlarda “e Call Sistemi” kullanımına başladılar.
Amaç; trafik kazalarındaki maddi-manevi kayıpları en aza indirmek.
***
Avrupa Birliği üyesi devletlerin tümünde, her yıl yaklaşık sadece otuz bin kişi trafikte hayatını kaybetmektedir.
İşte bu sayının dahi artabileceği kuşkusuyla AB Komisyonu “e Call, yani Emergency Call” sistemiyle kazalarda daha fazla hayat kurtarılmasının sağlanmasını hedefliyorlar.
Böylece herhangi bir aracın şehir içi veya şehirlerarası yollarda trafik kazası yapması veya bir kazaya karışması halinde, cep telefonundan iletişim ağı kurularak; 112 Acil servisin aranmasını sağlıyor.
Ardından ilk yardım ekipleri de, kaza yeri ve kaza şekli tespitleri hakkında kesin ve erken bilgi sahibi oluyor.
Trafik akışının olmadığı veya çok nadir olduğu yollarda kaza yapıp bilincini kaybetmiş olabilecek sürücülerin yeri tespit edilerek acil müdahale sağlanıyor.
Bu sistem üzerinde son 10 yılda yoğun bir çalışma ve araştırmalar yapılıyor.
AB Komisyon üyeleri ve ilgili kurumların da katkılarıyla, acil önem arz eden içerikli adımlar atılarak, sistemin yerleşmesi yönünde uğraş sürüyor.
***
Bu arada otomobil üreticisi firmaların da donanımlarını artırarak, yeni üretim olan araçlara “e Call sistemi” tesisini şart koşuyorlar.
Bu sistemin randımanlı çalışması yönünde; mobil telefon ünitesi GPS sistemi ve anten bağlantıları yer aldığı kutudan oluşan ekipmanlar meydana gelmektedirler.
En önemli hizmet ise; kaza yapan araç sistemi otomatik olarak 112’yi arayıp, araçta takılı bulunan mikrofon ve hoparlörler üzerinden konuşma ve iletişim imkanı sağlanması.
Diğer taraftan yollarda arıza nedeniyle kalmış araçlar için yine bu sistemle güvenlik sağlarken, kurtarıcılık görevini yerine getiriyor.
***
Gönül isterdi ki, bu sistem ülkemize de gelsin.
Kim bilir kaç yıl sonra “e Cal” ile tanışacağız!
