Değerli trafik dostlarım.
Ülkemizdeki trafik kazalarında her saat başı bir insanımızı kaybetmekteyiz.
Üzücü olan yanı şu: Trafikteki can kayıplarının, her yıl, İstiklal Savaşı’nda verdiğimiz şehitlerimizin sayısının iki katı olması.
Trafik kazasında ölüm, bir tecelli olarak görülüyor.
Kazanın nasıl olduğu konusunda pek kafa yormuyoruz nedense.
Kazaların meydana gelişinde, kontrolsüz kullanım, bir canlıya ya da cansız bir nesneye çarpması en büyük etken.
Sonuçta maddi zararlar oluşurken, can kaybı olarak araçta bulunanlarla yayalar gösteriliyor.
***
Kaza sorumluluğu; sürücülerle araç ve yol durumu olmak üzere, üç ayrı sebepten oluşurlar.
Dünyada ilk ölümlü trafik kazası, Mary Ward’ın 1886’da buharlı bir araçtan düşmesiyle meydana gelmiştir.
Dünya ülkelerinde bile engellenemeyen trafik kazalarının önüne geçilmesi için geniş kapsamlı çalışmalar yapılıyor.
Sebepler, ciddiye alınıyor, küçümsenmiyor.
Özellikle, trafik suçu işleyen sürücü gözlemlenir.
***
Trafik kazalarının yaşanmaması için...
Sürücü, araç kullanımı sırasında dikkatsiz ve uykusuz olmamalıdır.
Olumsuzluk yaratacak aksamalara karşı, cesaretle önlem alabilmelidir.
Sisli, yağışlı yollarda trafik, azami dikkat gerektirir.
Teskin edici ilaçlar alındıktan sonra direksiyon başına geçilmemelidir.
Acemice davranışlarla trafik tehlikeye atılmamalıdır.
Hatalı şerit değiştirerek, aşırı hız yaparak, aşırı yükleme gibi uygulamalarla trafikte olumsuzluk yaratılmamalıdır.
***
Sonuç olarak, sürücüler de yayalar da trafik kurallarına mutlaka uymalı.
Yoksa ölümlü trafik kazalarının sonu gelmez.