Aaaaaaaaaaaaa... Demek ki bu kentte belediye zabıta memurları varmış!..
Hem de sürüyle, afedersiniz; ordu gibi demek istedim...
Önceki gün Birinci Kordon’da görünce, şaşırdım..
Neden mi?
Çünkü günlerdir yazıyorum, çiziyorum, konuşuyorum; bu Birinci Kordon’un hali ne olacak diye soruyorum.
Çıt yok...
Üstelik her şey eski tas, eski hamam...
Kokoreççisi, midyecisi, seyyar köftecisi, pilavcısı, aklınıza ne gelirse; hepsi Kordon’da...
Ama bir tane zabıta memuru yok...
Belli ki hepsi evlerinde horul horul uyuyorlar..
Ne kadar kanunsuzluk varsa, Kordon’da “cirit” atıyor..
* * *
Birinci Kordon’a bir “düzen” verin diye yazan benim..
Ama Büyükşehir’e, “gidin, restoran ve kafeteryalardaki gölgelikleri kesin, parçalayın, sökün” demedim ki?
Aksine, “Efendiler, öğleden sonra Kordon’daki işletmelerde güneş nedeniyle oturulamıyor. Mevcut tenteler şekil, biçim ve yapılışları itibariyle sorunu çözmüyor. Gelin burayı yeniden elden, gözden geçirin. İhtiyaca yanıt verecek bir proje yapın, işyeri sahipleri uygulamaya hazır” demiştim.
* * *
Bizdeki anlayış, maalesef bu kadar kıt!..
“Göz” yap diyoruz, “kaş” çıkarıyorlar.
Bakın, bir kez daha tekrarlıyorum:
Havalar ısındıkça, yerli-yabancı insanlar Kordon’da içeride oturmak istemiyorlar.
İşyerlerinin önünde oturmak da mümkün değil.
Söyleye söyleye dilimde tüy bitti:
Tenteler şık ama soruna çare olmaktan uzak.
Kordon esnafı ve işletmecileri çok zor durumda.
Belediyelerin görevi, zıtlaşmak - inatlaşmak değil, soruna çare bulmak, uzlaşmaktır.
Herkesi memnun edecek bir yol mutlaka vardır...
Yeter ki istensin, yeter ki biraz kafa yorulsun...
* * *
Üzülüyorum...
Büyükşehir’de, Planlama Müdürlüğü var. İmar var. Fen işleri var. Zabıta var..
İlla Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, “çok şikayet var, Kordon’daki sorunu çözecek bir proje hazırlayın” demesi mi gerekiyor?
Bu kadar insan bu kentte yaşamıyorlar mı?
Hiç mi gidip Kordon’da oturup bir kahve, bir bira içmiyorlar.
Gidiyorlarsa, sorunu yaşayıp, görmüyorlar mı?
Başkan Kocaoğlu’na çıkıp niçin, “şöyle olmalı, böyle yapılmalı” demiyorlar?
Yıkıp - yıkmak, işin kolaycılığı..
Ama ne olur bir kez de “yapıcı” olmaya çalışın..