AALTAY ya da Karşıyaka’nın Süper Lig’e çıkması; olmayacak duaya “amin” demekti..
Ama yine de umutlanmıştık.
Çünkü play - off’a dört takım kalmıştı.
İkisi İzmir’dendi...
Matematiksel olarak yüzde 50 şansımız vardı.
Olmadı...
Cuma gecesi Altay, Pazar günü de Karşıyaka için kahrolduk...
Hele bizi bu yarışta saf dışı bırakan Kasımpaşa olunca, üzüntümüz biraz daha ağır oldu.
O takım daha iyiydi, bu daha zayıftı, şöyle olsaydı, böyle olsaydı...
Geçin bunları..
Alınan sonuçlar ve skorlar üzerinde durursak, hiçbir yere varamayız..
Ne Süper Lig’i görebiliriz, ne de İzmir’i futbolda hak ettiği yere, “seçkinler” sınıfına taşabiliriz..
* * *
Bank Asya Ligi’nde bu sezon iki takımla yarıştık, seneye üç takımımız olacak; Altay - Karşıyaka ve Buca..
İzmir olarak bu kafayla devam edersek, 2009 - 2010 sezonunu da “ahlarla-vahlar” la noktalarız..
Bu kulüplerimizin suçu değil...
İzmir’in...
Bizim...
Kent ekonomisinin yarattığı potansiyelin kulüplerimize yansıtılmamasının suçudur...
* * *
Bu sezonu ele alalım...
Altay’a, Karşıyaka’ya ne verdik ki, “Yine başaramadınız, Süper Lig’e yükselemediniz” diye hesap soralım?
Devre arasında Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu kalktı, iki takıma da 200’er bin lira verdi; hepsi o kadar...
Bu parayla ne olur ki?
Yaraya “pansuman” yapmaya kalksanız yetmez!..
Başka?
Şu İzmir’de elini cebine atan bir Allahın kulu çıktı mı?
* * *
Hep “edebiyat”, hep “laf!..”
Tesadüfen bir başarı gelirse “paylaş”, başarısızlıkta da “kulüpleri, yöneticileri, futbolcuları” suçla..
Yaptığımız tek şey bu..
Beyler; koskoca bir sezon, verdiğiniz 200 bin lira, final için kaldırdığınız 50 - 60 otobüsle İzmir’i Süper Lig’e çıkartamazsınız..
Sezon başlarken alacaksınız kulüp başkanlarını karşınıza, en az 1’er milyon lira vereceğim diyecek ve ödeme planınızı koyacaksınız önlerine..
Yetmez!..
Sivil toplum kuruluşları ve bu kentin kaymağını yiyenleri toplayıp; Altay’ın, Karşıyaka’nın, Buca’nın Süper Lig için transfer etmek istedikleri futbolcuya “sponsor ol” diyeceksin.
Kiralanacaksa, “kira bedelini” ödeyeceksin..
Bugün nasıl ki Fenerbahçeli Guiza’ya Doğuş Grubu sponsor olup, Türkiye’ye getiriyor FB’de oynamasını sağlıyorsa, sen de yapacaksın.
İstanbul ve Ankara, Kayseri ve daha pek çok belediye, takımları için milyon dolarları harcarken İzmir’i bir “cep harçlığı” ile Süper Lig’e taşımazsınız.
Bir belediye başkanı halkın parasını futbolcu beslemeye mi harcamalı?
Olaya böyle bakarsanız ve böyle düşünürsünüz, işin içinden çıkamayız..
Süper Lig de bir takımınızın olması; her 15 günde bir İzmir’de bir “fuar” düzenlemekle eşdeğerdir.
Bunu Beşiktaş - Fenerbahçe kupa finalinde gördük ve yaşadık.
Süper Lig’i istiyorsak, bugünden oturup kolları sıvamalıyız..
Yoksa seneye yine bugünkü gibi aynı şeyleri yazıp- çizmeye ve konuşmaya devam ederiz..