İZMİR’İ tartışıyorlar..
Kimler?
Hürriyet’ten Yılmaz Özdil yazıyor; Vatan’dan Mutlu Tönbekici cevap veriyor.
Yılmaz Özdil, sonradan olma değil, harbi İzmirlidir.
İzmir’de doğmuş, büyümüş, okumuş, Yeni Asır’da uzun yıllar birlikte çalıştığımız bir kardeşimdir.
Annesi ve babası, ağabeyi, tüm yakınları hala İzmir’dedir.
İzmir’i çok sevdiğini en iyi bilenlerden biriyim.
Çok iyi gazetecidir.
Okurları iyi bilir. Vurdu mu oturtur!..
Özlemini de sık sık Hürriyet’teki köşesinden İzmir yazılarıyla dile getirir.
Hepsini zevkle okuyor ve keyif alıyorum.
Mutlu Tönbekici hanımı tanımam..
İzmirli midir; İzmir’in neresinden dir? Bilmem..
Yılmaz övdükçe o “ünlenme uğruna” vuruyor:
“İzmirli Olmak: Burunsuzluk..”
“İzmirli olmak, İzmir’in lağım koktuğunu görmezden gelmektir”; bunlardan sadece ikisi..
İzmir’i ve İzmirlileri adeta aşağılıyor..
“Neresini seviyorsunuz bu İzmir’in” demeye getirerek, kendince siyaset de yapıyor; haddini aşıp, “Bu CHP’ye oy vermeyin” diyor ve ekliyor:
“Seçimlerde Gavur İzmir’e tepki olarak verildi o oyların çoğunluğu. CHP’den kim aday gösterilse kazanırdı, belediyeler iyi çalıştığından değil. Şehrini seven insan, şehrini bu kadar bakımsız, pis ve ilkel bırakmaz..”
Bayan Tönbekici İzmir’e ne zaman gelmiş -gitmiş bilmiyorum..
Ama “Koku” şikayetine katılıyor, bizleri, İzmirlileri “ti” ye alarak aşağılamasına şiddetle karşıyım.
Bir de Yılmaz Özdil’e cevap vermek için yazdıklarına; “otla-samanı” karıştırdığı için gülüp geçiyorum.
Tönbekici hanım bizim meslekte biraz acemi herhalde ki, Yılmaz Özdil, Birinci Kordon, kumru, çiğdem, gevrek dedikçe, o “b.k kokan İzmir’i nasıl böyle övüyorsunuz” diye celalleniyor(!..)
Kızımıza önerim şu: Elmalarla, armutları karıştırmasın..
H H H
Gelelim biz Tönbekici Hanım’ın şikayetçi olduğu kokuya..
İzmir Körfezi kokmuyor beyler..
Bu böyle biline..
Zaman zaman kentte, özellikle de Mavişehir, Karşıyaka Yalısı, Alsancak, Mithatpaşa, Güzelyalı, Narlıdere Sahilevleri’nde hissedilen, Çiğli Arıtma Tesisleri’nden, İmbat’ın kuvvetli estiği günlerde getirdiği bir koku.
Aynı şekilde, tuz sinekleri de bu esintiyle kentin üzerine taşınıyor.
Rahatsızlık vermiyor mu?
Veriyor..
Çözümü ne?
Çiğli’deki Büyük Kanal Projesi için kurulan “biyolojik arıtma”nın sağlıklı bir şekilde çalıştırılması.
Sorumlusu Büyükşehir Belediyesi ve İZSU..
Şayet İzmir Bayan Tönbekici’nin yazdığı gibi hafif de olsa kokuyorsa, sorumlusu, suçlusu bu iki kurumdur.
Aslında Narlıdere İstihkam Alayı’nın bitimindeki İZSU’nun yapmış olduğu “paket arıtma” daha da feci durumda.
Nedense, ne Büyükşehir ne de İZSU aldırış etmiyor.
Şikayetlere, yakınmalara kulak tıkamayı, sorunu çözmeye yeğliyorlar.
Dünyanın tüm gelişmiş kentlerinde “biyolojik arıtma” ve “paket arıtma” lar vardır. Zaten olmalıdır.
İzmir’de de yapıldı. Çalıştırılıyor.
Yapmasını biliyoruz da, galiba işletmesini beceremiyoruz.
Çünkü, biyolojik arıtma da olsa, çevreye yayılacak olan koku, bugün tüm dünyada, özel kimyasallar kullanılarak gideriliyor.
Düşün şunun üzerine. Yapın görevinizi kardeşim..
Durduk yerde, elalemin kızına da boşu boşuna bir sürü laf söyletmeyin..