Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP’liler; “İzmir bizim kalemiz”, AK Partililer; “İzmir solun kalesi değil” diyor? Peki İzmir neyin nesi? Hem CHP’liler hem de AK Partililer darılmasın; bu iki partinin tespiti de yanlış.
İzmir “aslanlar” gibi İzmir...
İzmir belki de Türkiye’nin en “demokrat” seçmeninin yaşadığı tek kent. Ne CHP’lilerin iddia ettiği gibi CHP’nin kalesi... Ne de AK Partililer’in söylediği gibi solun kalesi...
Yani... Ne CHP’liler İzmir’i çantada “keklik” görsünler, ne de AK Partililer “Bu kenti AK Belediyecilikle tanıştıracağız” umudunu yaşasınlar..
* * *
Kazanacağından ya da kazanılacağından “emin” olmak kadar kötü bir duygu yoktur. Hele söz konusu seçimlerse. Bu nedenledir ki, kurt politikacılar ya da siyasette çok deneyimli olanlar “sandığa girmek kolay ama çıkmak zordur” ya da “sandıktan çıkmadığın sürece kazandığına inanma” derler. Doğrudur...
Oysa CHP İzmir’de, yerel seçimlere 45 gün kala, sanki her şey olup bitmiş, seçim kazanılmış gibi bir hava içinde... Nedeni; aylar önce İzmir ile ilgili yapılan kamuoyu araştırmaları.
CHP bu çalışmalarda AK Parti’nin çok önünde görülüyor. Bir de buna yapılan İzmir’i “açık ara kazanırız” yorumları eklenince; il ve ilçe yönetimleri işleri sermiş durumda.
Oysa kazın ayağı hiç de öyle değil.
Benden söylemesi, bırakın seçim kazanmayı, daha sandığa bile gidilmedi. Böyle giderseniz, sandığa girmeniz de, çıkmanız da çok zor olacak!
* * *
Gelelim, “AK Belediyecilikle tanışma” muhabbetine... Doğrudur... İzmir’in yerel yönetim hizmetleri açısından notu pek parlak değil. Üstelik geçmişe baktığınızda, İzmirli seçmen 80 sonrasında önce ANAP’lı Burhan Özfatura’yı, ardından SHP’li Yüksel Çakmur’u, sonrasında DYP’den yine Burhan Özfatura’yı, bir sonraki seçimde DSP’li Piriştina’yı, 2004’te de CHP’den yine rahmetli Piriştina’yı seçmiş.
29 yılda bu kenti, iki dönem merkez sağ partilerin adayları, üç dönem de sosyal demokrat partilerin adayları yönetmiş. Demek ki İzmir ne solun ne da sağın kalesi..
Ancak...
İzmir seçmeninin tek ortak özelliği: Laik, demokrat, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e, O’nun ilke ve devrimlerine yürekten bağlı olması.
Söz konusu kriterleri riske atacak her siyasi görüşün ve onu temsil eden adayın karşısında “dik” durma özelliği.
Yaşadığı kent, Türkiye’nin en büyük kasabasıymış, köye dönmüş, oymuş, buymuş. Hepsi boş.
Bu açıdan bakılırsa, İzmir’in “AK Belediyecilikle” tanışması bu kez de rötar yapabilir.
Ama...
AK Parti, İzmir’in bu yapısal DNA’sını çözmüş gibi. Bu nedenle seçmeni “ikna” etmeye çaba sarfediyor. CHP ise “seçimi kazandık” havasında. Ve, bu yanlıştan bir türlü kurtulamıyor. Bunun son göstergesi, parti genel merkezinin Büyükşehir dışında ilçe belediye başkan adaylarını belirlemedeki vurdum duymazlığı.
Kocaoğlu’nun çevresini “kazanması zor adaylarla” kuşatması..
Kısacası...
Demokrat İzmir seçmeninin gönlünü kazanmak için çok ama çooooooooooooook çalışmak gerekiyor