SABRİ Bey, Beşiktaş- Fenerbahçe “final”ini nereden seyretti bilemiyorum ama, ben başta olmak üzere binlerce futbolsever, Atatürk Stadyumu’nda hiçbir suçumuz, günahımız olmadığı halde, bir maç uğruna, takım elbiselerimizi, pantolon ve montlarımızı feda ettik.
Utandım...
Yerin dibine girdim...
İstanbul’dan gelen insanlar “kalayı(!) basıp söylendikçe”, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve onun İzmir’deki temsilcisi İl Müdürü Sabri Sadıklar adına üzüldüm..
Söylemesi ayıp, haftalar öncesinden tarihi belli olan Türkiye Fortis Kupası maçını, üzeri iki parmak toz içinde ve oturulacak yeri parçalanmış koltukta, küflenmiş demir çubuklar üzerinde seyrettim.
Türkiye’nin üçüncü metropolü, Türkiye’nin batıya açılan aydınlık yüzü İzmir’in, Akdeniz Olimpiyatları’na, Üniversite Oyunları’na ev sahipliği yapmış, Atatürk Stadı’nın “Protokol-VIP” tribününde..
Sadece ben mi?
İki sıra önümüzde üç genç bayan, az ötesinde orta yaşlı bir futbolsever, yan tarafta Türk Futbolu’nun “kralı” Tanju Çolak, onlarca konuk futbol adamı ve diğer tribünlerdeki daha binlerce kişi...
Bizim bulunduğumuz “protokol” tribünü bu haldeyse, diğer kapalı ve açık tribünlerindeki durumu düşünmek bile istemiyorum!
A protokolde kimlerin oturduğu ise ayrı bir yazı konusu olur...
* * *
Bu stadın kirası ne kadar biliyor musunuz?
İzmir dışından gelen takımlara (Örneğin; önceki günkü Fener - Beşiktaş maçı gibi) 105 bin lira.
Bu tür karşılaşmalar için İstanbul Olimpiyat Stadı 35 bin, yeni yapılan Kayseri Stadı 20 bin lira!
Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinin başkanlarının İzmir’e itirazları da bu yüksek kiradan kaynaklanıyor.
Sabri Bey’e soruyorum;
105 bin lirayı alıp kasanıza koydunuz...
Peki; kırık koltukları mı tamir ettirdiniz, maçtan bir gün önce hiç olmazsa hortumla su tutup, koltukları mı temizlettiniz?
Ne yaptınız beyefendi, ne yaptınız?
* * *
Gerekçe hazır... Bu koltukları biz kırmıyoruz ki; yine maç seyretmek için gelenler parçalıyor
Doğru...
Ama siz her maçtan sonra hasarı belirleyip, İzmir kulüplerinden çatır -çatır parasını alıyorsunuz?
Neden yaptırmıyorsunuz?
* * *
Acaba para mı yok diye düşündüm.
Spor müdürümüze sordum.
Devlet, İzmir’e, Sadık Bey harcasın diye her yıl 10 milyon lira gönderiyormuş.
Yasak olduğu halde tüm statlara “baz istasyonu” kurdurulmuş, kira da alınıyor.
Oynanan maçlardan paşa paşa paralar geliyor.
Daha ne olacak?
Para var, pul var ama hizmet yok!.. Neden?
Aklıma, Altay Başkanlığı yaparken, Nafiz Zorlu’nun Beden Terbiyesi İl Müdürü Sabri Sadıklar için söylediği bir söz geliyor.
“Hiçbir iş yapmıyor, bütün gün sadece oturuyor” demiş ve bu sözleri de dava konusu olmuştu.
Beşiktaş-Fenerbahçe finalini izlerken “Zorlu galiba haklı” diye düşünmedim desem yalan olur.
Kısacası cümle aleme “rezil” olduk...
Beşiktaş-Fenerbahçe Fortis Türkiye Kupa Final maçını kırık koltuklarda, iki parmak toz içindeki koltuklarda seyreden herkesten özür diliyorum...
Ve Beden Terbiyesi İl Müdürümüze sesleniyorum:
“Sabri Bey; başkalarını bilmem ama bana bir takım elbise borçlusunuz. Çünkü hem pantolonum yırtıldı, hem de tozdan ceketim temizlenemeyecek kadar kirlendi!..”