Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İKİSİ de gereğini yaptı. Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, kavgalı vce mahkemelik olduğu Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu makamında ziyaret etti.
Alaattin Yüksel ise kazanan rakibi Demirtaş’a gitti, kahvesini içti, başarılar diledi, birlik-beraberlik içinde çalışma mesajı verdi.
Hem Ekrem Bey’e hem de Alaattin Bey’e teşekkür ediyorum.
Ve önümüzdeki süreçte Kocaoğlu-Demirtaş, Demirtaş-Yüksel ilişkilerinin kırıcı yıkıcı- karalayıcı suçlayıcı olmayan, ilkeli ve yapıcı eleştirilerle sürmesini diliyorum.
İzmir’in buna gereksinmesi var...
Kavgayla hiçbir yere varılmadığını görüyor ve yaşıyoruz.
Başarabilirler mi?
İsterlerse evet...
Temennim şu: İnşallah bu ziyaretler ve görüntüler gazete görüntüleri olarak kalmaz. Gerçek bir ilişki ve işbirliğinin ilk adımı olur...
* * *
Kusura bakmasınlar..
Konak’taki Saat Kulesi, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndan Asansör’ün gece silüetini ortaya çıkaran ışıklandırmayı ben de beğenmedim.
Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sedat Gülşen’in görüşlerine aynen katılıyorum.
Tam bir gazino kültürüyle aydınlatılmışlar.
İzmir’e yakışmıyor.
Geçen gün televizyonda, Budapeşte’nin tarihi yapı ve dokularının aydınlatmasını izledim, mest oldum.
Aslında Budapeşte’ye gitmeye de gerek yok.
Beceremiyorsanız, hiç olmazsa uçakla İzmir’e sadece bir saat uzaklıktaki İstanbul ve Ankara’ya bir bakın.
Uçak paranız yoksa, atlayın arabanıza üç-dört saatlik mesafedeki Eskişehir’e gidin.
Bu da aklınıza gelmiyorsa, Feyzi Hepşenkal’ın Milliyet EGE’de her gün köşesinde yayınladığı “Tek karalek Hayaller” adlı fotoğraflara bir göz atın.
Kent nasıl aydınlatılırmış, tarihi ve simge yapılar nasıl ışıklandırılarak ortaya çıkarılmış görün, öğrenin..
Bilin ki, İzmir bu kadar amatörce ve arabesk ışıklandırmayı hak etmiyor!..
* * *
İlk ANAP’tan belediye başkanı seçildi.
Sonra milletvekili oldu.
Ardından bir dönem ara verdi.
Sonra DSP’den yine seçildi.
CHP istemeyince, Genç Parti’ye geçti.
Olmadı..
Bu kez Ahmet Sarışın ile birlikte AK Parti’ye geçti.
Tek isteği Bornova’ya hizmet için belediye başkan adayı olmaktı.
AK Parti, kankası Sarışın’ı Konak’tan aday yaptı ama kendisini göstermedi.
Cengiz Bulut da, “kendi göbeğimi kendim keserim” diyerek Bornova’dan “bağımsız” belediye başkanlığına soyundu.
Nasıl gidiyor, diye sordum.
Mutluydu. Yeşilçam Mahallesi ve Doğanlar’da gördüğü ilgiyi anlattı uzun uzun.
Umutluydu.
“Seçmen bana beş kuruş para harcatmıyor. Daha elimi cebime atmadım. Kahveye gidiyorum, çaylar içiliyor, herkes kendi çay parasını verdiği gibi benimkini de ödüyorlar. Kazanacağım. AK Parti çok pişman olacak!..”
Yakışır sana be başkan!..
Umarım, başarılı olursun. Çünkü Bornova’ya çok hizmet yaptın, bunu herkes biliyor.
Cengiz Bulut’un “bağımsız adaylığı”yla sloganı ise şu:
Kargalar sürüler halinde uçar.
Kartallar ise tek başına...