NE çok meraklı var böyle... Bir gün yazmayınca, ve “rahatsızlığı nedeniyle” köşenin boş kaldığı anonslarınca, ne kadar seven, sevmeyen var; arayıp -sormayan kalmadı...Sevenler, hal hatır -sorup geçmiş olsun derken, sevmeyenler, ne “domuz gribi” ne yakalanmadığımı, ne de kalp spazmı geçirip hastaneye kaldırılmadığımı bıraktılar.
Alışığız biz bunlara..
Yıllardır öyle çok dedikodu yaptılar, inanılmaz senaryolar yazıp bunları gerçekmiş gibi anlatılar ki; bu kadarı, moda deyimle “teğet geçip” gidiyor..
* * *
Efendim madem bu kadar çok merak ediliyor, ben de yazmadan geçemeyeceğim.
Cuma sabahı çok erken saatte Kent Hastanesi’nin yolunu tuttum. Eksik olmasın çok saygı duyduğum Kent Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu, genel bir sağlık kontrolü için benim adıma randevu almıştı.
Kırk yaş üzeri erkekler için programlanmış geniş kapsamlı bir kontrolden geçtim...
Kent Hastanesi gerçekten muhteşem.
Açılışında gezmiştim. Sonrasında birkaç yakın dostum yattığı için ziyaret amaçlı gitmiştim.
İlk kez belki hasta olarak değil ama “potansiyel hasta” adayı olarak sistemin içine girdim.
İlk söyleyebileceğim şey şu: Sanıyorum hiçbir sağlık kuruluşunda insanlar, hastalar ve hasta yakınları için böylesine ilgi - sevgi - hoşgörü..
En önemlisi de neredeyse her dakikanızın planlandığı mükemmel, hiç aksamadan, tıkır-tıkır yürüyen bir organizasyon yoktur...
Bu Kent Hastanesi’nin bir yüzü...
* * *
Bugüne kadar çeşitli nedenle herkes gibi pek çok kez, hastane ve sağlık kuruluşuna gittim.
Muayene oldum, tahlil yaptırdım hatta yattım...
Bu kez hiçbir şikayetim yoktu, dolayısıyla da hastalığım... Meğer, ben öyle sanıyor muşum.
Allaha şükür yine pek önemli bir şeyim yok...
Ama Kent Hastanesi’nde öyle bilimsel; muayen -tetkik-araştırma ve teşhis sistemi kurulmuş ki; çok kısa sürede kişinin önümüzdeki günlerde karşılaşabileceği olası hastalıkların “uyarısı” yapılıp, alınması gereken önlemleri anlatıyorlar size.
Hastane tamamen bilgisayar ortamında çalışan modern tıbbi cihazlarla insanların emrinde.
Sistem, hiçbir tetkik aşamasında insan hatasına yer vermeyecek şekilde planlanmış.
Öyle tahlil sonuçları için saatlerce beklemek de yok. Kan verdiniz, idrar tahlili yaptırdınız ya da tomografiniz, filminiz çekildi, ultrason muayenesi yapıldı... Sonuçlar için saatlerce beklemek yok. Siz ilgili hekimin odasına girdiğinizde, neyiniz var, neyiniz yok, bilgisayarda hazır. Hekim açıyor ve uzmanların raporlarını da okuduktan sonra teşhisi koyuyor.
* * *
Her şeyin başı sağlık ve bunun da yaşı yok...
Ve bugün tedavi edilemeyen hastalık da yok gibi. Yeter ki ortaya çıkmadan önce, erken teşhis konulabilsin. Bunun yolu da herkesin asgari yılda bir kez genel sağlık kontrolünden geçmesi.
İnanın bana, bugün ya da geçmişte kalp krizinden, kanserden kaybettiğimiz pek çok kişi, şayet yılda bir kez bir sağlık kontrolü yaptırmış olsa, çoğu bugün hala aramızda yaşıyor olabilirdi.
Bu yüzden Ebru Gündeş’in son günlerde herkesin ağzında dolaşan şarkısında seslendirdiği; “Ölümsüz aşk var da, ölmeyen aşık var mı? Güvenme gençliğine, ölenler hep yaşlılar mı?” dizelerini hem anlamlı buluyor hem de çok tutuyorum..
Siz, siz olun yılda bir kez mutlaka genel sağlık taramanızı yaptırın. Size de tavsiye ederim...