CEM BAKİOĞLU’NUN yazdığı “özel mektubu” dün Milliyet EGE’de Deniz Sipahi yazdı.
Bakioğlu, İzmir aşığı bir sanayici ve işadamıdır.
Mayıs ayında Akdeniz Bölgesini, Antalya, Alanya ve Kemer’i gezmiş.
Gözlemlerini, daha doğrusu bu bölgeyi havadan dolaştıktan, karadan yaşadıktan sonra, oturup, İzmir ve Ege Bölgesi ile karşılaştırıp, belli ki biraz gıpta, biraz da “özlem”le bu mektubu kaleme almış.
Bakioğlu, İzmir’de lakabı “kanaat önderi” olan ama “laf yapmaktan” başka bir işe yaramayan “birileri” gibi değildir.
Söz konusu İzmir ise, kenti için adeta “bal” yapan bir “arıdır..”
* * *
Cem Bey, haklı.
Çektiği fotoğraf ise yüzde yüz doğru...
Peki o haklı da; biz ne yapıyoruz?
Söyleyeyim; İzmir olarak sadece Akdeniz’in yıldızı ve bir marka kent haline gelen “Antalya” ya gıpta etmekten başka bir iş yapamıyoruz.
Oysa İzmir olarak “marka kent” olma yolunda ilk adımları 90’lı yıllarda attık. Aradan geçen 19 yıldır İzmir “marka” olabildi mi, ya da yapabildik mi?
Ne yazık ki hayır!..
Ama elin oğlu Antalya’yı yaptı...
Neyimiz eksik?
Denizimiz, kumumuz, güneşimiz daha iyi.
Tarih ve kültür mirası deseniz, Antalya’ya yüz basarız..
Kısacası, un var, şeker var; bir türlü helva karamıyoruz!..
Bunun da suçu; ne onda, ne bunda; bizde beyler, bizde!..
Hani o İzmir’de bazı “kanaat önderi” dediğimiz...
Konuştuklarında “mangalda kül” bırakmayan “zat”lar var ya?
Alın birini, vurun diğerine...
En büyük eksik ise bu kentin bir “lider”inin olmayışı...
Lider yok bu kentte beyler, bir liderimiz yok!..
Varsa bileniniz, göreniniz, “şu deyin, bu deyin” biz de bilelim...
Alıp İzmir’i uçuracak, “marka kent” yapacak bir “beyin” eksiğimiz var.
Olsaydı, ne Cem Bakioğlu mektup yazar, Antalya, Alanya, Kemer’i anlatırdı, ne de İzmir her yıl “küme” düşe düşe, bu halde olurdu..
* * *
İzmir’e geçmişte yatırım yapan ya da halen yatırımları devam eden, yönettikleri holding ve kuruluşları Türkiye’nin ilk 500’üne giren bazı yatırımcı işadamları ayda bir kez İstanbul’da bir araya gelip, yemek yiyorlar.
Bu toplantılara İzmir’den de katılanlar var.
İzmir hepsinin gözdesi.
Çoğu İzmir’e milyon dolarlık oteller, iş merkezleri, gökdelenler, turizm yatırımları, hastaneler, üniversiteler, konutlar, villalar, fabrikalar yapmak istiyor.
Ortak görüşleri şu: İstanbul da Antalya da artık doydu, tıkandı.
Peki; madem İzmir yatırım için bu kadar cazibe merkezi, neden gelmiyorlar dersiniz?
Çünkü bu grubun içinde bulunan ve geçmişte İzmir’e yatırım yapmak için gelen işadamları, konu İzmir’e gelince, “aman ha, sakın ha..” dedikten sonra ekliyorlar:
“Siz siz olun, mecbur kalmadıkça İzmir’e yatırım için gitmeyin. Öyle engeller çıkartıyor ki, insanı bezdirip gittiğine gideceğine pişman ediyorlar. Belediyelerdeki bürokrasi adeta ‘gelmeyin’ der gibi sizi karşınızda “düşman “ gibi görüyor. Her şeyde zorluk çıkartıyor ve işin içinden çıkılmıyor.”
Evet beyler; ne yazık ki imajımız bu!..
Siz olsanız, İzmir’e gelip milyon dolar harcar, yatırım yapar mısınız?
En iyi okul TAKEV
BU pazar sizlerle “güzel” bir haberi paylaşmak istiyorum.
Dünyanın sayılı büyük Eğitim Projesi olan “Etkili ve Başarılı Okul Yönetimi” başlıklı AB Projesi’nde İzmirli bir eğitim kurumu olan TAKEV Okulları, birinci seçildi.
TAKEV Okulları kurucusu ve sahibi Nur Yaraş’ı, yakından tanıyan bir kişi olarak, böyle bir ödülü, onuru İzmir’e kazandıracağını zaten bekliyordum.
Nur Hanım, hukukçu olmasına rağmen, ülkemizde eğitime gerçek anlamda gönül veren ender insanlardan biridir.
Nitelikli, kişilikli eğitim onun her şeyidir.
Çocuklar ve öğrencileri ise yaşam biçimidir.
Bakmayın siz Nur Yaraş’ın, böylesine önemli ve Türkiye için gurur verici ödülü aldığı halde, mütevazı bir şekilde durmasına.
Çünkü; ülkelerarası eğitim standartlarını değerlendirmek amacıyla yürütülen en büyük araştırma projesi olan PİSA’dan sonra, eğitimde yönetim sürecinin ve eğitim liderliğinin önemini vurgulayan LEADERSHIP IN EDUCATION projesi kampamında bu başarıyı elde etmek kolay değil.
Brüksel’deki merkezden yönetilen ve koordinatörlüğünü Federal Almanya Cumhuriyeti Öğretmen Eğitim Merkezi NİLS’in yaptığı bu projede, “aday olmak” bile başlı başına bir başarı.
Hele hele, “Eğitim Liderliği ve Uygulama” konusundaki bu projede “Dünyanın En İyisi” seçilmek hem çok çok önemli hem de olağanüstü bir ödül.
Teşekkürler Nur Yaraş...
Teşekkürler TAKEV Okulları...
