MUSTAFA D. Somersan, yıllardan beri İzmir’de görev yapan bir fahri trafik müfettişi..
Zaman zaman hepimizin şikayetçi olduğu, dert yandığımız, sinirlerimizi alt-üst eden trafikle ilgili olarak ilginç tespitleri var.
Somersan, ülkemizde iki tip trafik kurallarının yürürlükte olduğunu söylüyor:
Biri, “Devlet Baba”nın koyduğu, diğeri ise “Yurdum İnsanı”nın kuralları...
Özünde bu iki kural birbirleriyle olduğu gibi kendi aralarında da çelişiyor.
Yollarda, “elimizin-ayağımıza” dolanmasının nedeni de, zaten hangisine uyacağımızı kestiremediğimiz ya da karar veremediğimizden..
İşte size birkaç örnek:
* * *
Yan yoldan ana yola çıkmaktasınız. Ana yoldan gelen size selektör yapar.
Bunun anlamı, “Buyur çık” mıdır?
“Sakın çıkma” mıdır?
Başınızın derde girmemesi için şansınız yüzde 50-50.
Kolay gelsin...
* * *
Yokuş tırmanmaktasınız, önünüzde ağır ağır gitmekte olan araç, sol sinyalini vermeye başlar.
Bu “Ben sola sapacağım” anlamına da gelebilir...
“Karşıdan gelen yok, beni sollayabilirsin” anlamına da... (Genellikle kamyoncu raconudur). İnşallah doğru karar verirsiniz...
* * *
Yayasınız, güvenle karşıdan karşıya geçmek için yaya geçidine adımınızı attınız.
Geçiş üstünlüğünün sizde olduğunu biliyorsunuz ama bu bilgi sadece, siz hastanede veya öbür tarafta iken, kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar verecek olanların işine yarayacak bir bilgi olmaktan öteye gitmez.
Geçmiş olsun...
* * *
Yeşil işık yanar, aracınızı sürersiniz.
Beklemesi gereken biri gelir size toslar.
Mazaret hazırdır; “Bana sarıydı (!) Kırmızı daha yeni yanmıştı, acelen ne?”
Yeşil ışık daha yanmadan fırlayan “öncüler” ile kırmızı ışığın daha yeterince kızarmadığını düşünen “artçılar” arasında kalmayasınız.
Unutmayın; onlar hep haklıdır, siz haksız.
Sakın tartışmayın, dayak yediğinizle kalırsınız.
* * *
Yoğun bir dörtlü kavşaktasınız, size yeşil yanar ama önünüz tıkalıdır ve siz, yasalara uyarak, yandan geleceklerin yolunu kapatmamak için kavşağa girmezsiniz.
Arkanızdan korna çalarlar, küfür ederler.
Bu durumda yasalara boş verip kavşağa girersiniz.
Sonuç; trafik tamamen kilitlenir. Onlarca araç, yüzlerce insan, gereksiz bir kargaşanın ortasında kalır (!)
Oysa birçok ülkede, dörtlü kavşaklara beyaz boyalarla kocaman bir kare çizilir. Sıkışıklık anında karenin içinde, yani kavşağın ortasında yakalanırsanız, bir tek tüylerinizin tek tek yolunmadığı kalır.
Bu pratik kural ülkemizde neden uygulanmaz; bilemiyorum...
Mustafa Bey, “Örnekleri çoğaltmak mümkün ama kırmızı yandığını görüyor ve köşenizi daha fazla işgal etmemek için burada duruyorum” diyor.
Elinize sağlık.
Size “kırmızı” yandıysa, demek ki bana da “yeşil..” Hoşçakalın!..